İlkbaharın birkaç gününü doğayla içiçe olabileceğimiz, yeni lezzetler keşfedebileceğimiz, şarabı güzel, sakin ve bahar güneşinde bisikletle gezilebilecek bir yerde geçirsek dedik ve gözümüze Strazburg’u kestirdik. Fransızlar Şt”ğr”azbuurg diye okuyorlar. İşte bu yazıda, Strazburg’ da ulaşım, konaklama ve Strazburg’da gezilecek yerleri içeren Strazburg gezi rehberinden söz edeceğim.
Strazburg Üzerine Çarpıcı Birkaç Bilgi
- Şehir Romalılar tarafından kurulmuş ancak daha sonra Almanlar ve Fransızlar arasında birçok defa el değiştirmiş olduğu ve şimdi de Almanya sınırında bulunduğu için şehirde Alman esintileri hissediliyor. Sokak isimlerinin dahi her iki dilde de (Fransızca ve Almanca) yazılı olduğunu görüyorsunuz. Yani buraya tipik bir Fransız şehri görme umuduyla gidilmemeli, ama dominant olan kültür her halükarda Fransız kültürü.
- Strazburg Fransa’da Alsas bölgesinin başkenti ve 272 binlik nüfusu ile Fransa’nın yedinci en kalabalık şehri.
- Ülkenin başkenti olmamasına rağmen Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu şehirde bulunuyor.
- Strazburg ayrıca bir UNESCO şehri, şehir merkezinin tamamı koruma altında!
Strazburg Gezi Rehberi dahilinde mutlaka bilmemiz gereken diğer iki şey de ;
- Gutenberg’in matbaayı burada icat etmiş olması ve Goethe’nin öğrencilik yıllarını burada geçirmiş olması.
- Üstüne bir de ülkenin ikinci en büyük öğrenci nüfusunu barındıran bir üniversite şehri olması nedeniyle Strazburg farklı milletlerden insanlara oldukça açık bir yer.
- Bir diğer çarpıcı bilgi de bu üniversitenin Pınar Selek’in siyaset bilimleri alanında doktora yaptığı, ve çalışmasının devam ettiği sırada Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet ceza ile yargılanması üstüne rektörünün ”Pınar Selek üniversitenin koruması altındadır. Üniversiteyi çiğnemeden kimse ona dokunamaz.” açıklamasını yaptığı üniversite oluşu.
Strazburg’a Ulaşım
Geldik Strazburg gezi rehberinde önemli noktalardan birine; Strazburg’a ulaşım… Starzburg ’a ulaşmak oldukça kolay. Şehir merkezine 10km uzaklıkta küçük bir havaalanı var. Türkiye’den uçuş olan bir diğer havaalanı da şehre 40km uzaklıkta olan Almanya’nın Karlsruhe/Baden-Baden Havaalanı.
Havaalanından (ve başka her yerden) normal ve hızlı trenle şehre ulaşım oldukça rahat. Eğer Almanya’daki havaalanını kullanacaksanız tren bileti fiyatlarının sabit olmadığına dikkat etmelisiniz. Genellikle biletler belirli bir fiyat aralığında gruplanmış oluyor.
*Örneğin diyelim 19 Euro olan belirli sayıdaki bilet önce satılıyor, sonra ikinci grupta 29 Euro’luklar sonra 39 Euro ve nihayetinde erken alsanız 19 Euro’ya almış olacağınız bileti son güne bırakırsanız 119 Euro’ya da alabilirsiniz. Biraz şans meselesi. Biletin fiyatının günün hangi saatinde yolculuk yapmak istediğinize bağlı olarak da değiştiğine dikkat etmelisiniz.
Biletleri İngilizce dil seçeneği de bulunan www.db.de sayfası üstünden üyelik vs. gerekmeksizin erkenden alıp pdf olarak kaydetmek mümkün. Bu pdf’i telefonunuza kaydedip bileti kontrolöre telefonunuzdan da gösterebiliyorsunuz. Direkt olmayan trenlerin kaç aktarmalı olduğu, hangi durakta hangi saatte hangi platformda hangi numaralı trenden binilip inileceği vs. bütün detaylar burada net bir şekilde görülüyor.
Strazburg’ da Konaklama
Strazburg’ da konaklamak için Airbnb tercih ettik. (Bu kısmı airbnb deneyimi yaşamayanlar için özellikle yazıyorum; İlk defa 2013 yılında Paris’teki denememizden bu yana ondan fazla ülkede airbnb kullandık. Hedefimiz, birkaç günlüğüne de olsa orada misafir olmuş değil de orada aynen oranın yerlisi gibi yaşamış olmak. Bu nedenlerle elbette Strazburg’da da şehrin merkezinde bir airbnb dairesi kiraladık!)
Ayrıca Strazburg’ da konaklama için otel tercih ederseniz yükselen Euro kurlarıyla da beraber biraz pahalıca bir seçenek olarak Appartement L’Ill au Sable ‘ı veya Hotel Gutenberg’i tercih edebilirsiniz.
Strazburg’ da Gezilecek Yerler
İlk gün şehri tanımak için sakince dolaşıp şehir merkezinde dolaşmak iyi fikir. Merkezin tamamı UNESCO korumasında olduğu için oldukça göz alıcı yapılar var. Hatta merkezin bir açık hava müzesini andırdığını söylemek abartı olmaz. Büyük kısmı sadece yayalar açık, bolca arnavut kaldırımlı dar sokakları ve geniş meydanları olan bir bölge. Bu tanıma turu sonrasında Strazburg gezi rehberi dahilinde Strazburg’ da gezilecek yerleri ve küçük bilgileri sıralıyorum 🙂
Strazburg gezilecek yerler arasında neredeyse birinci yapı merkezdeki göz alıcı Notre-Dame Katedrali. Dünya’nın en yüksek altıncı kilisesi olan bu gotik bir mimari eserinin yapımı 1015’den 1439 yılına kadar sürmüş. Karşılaştırma yapmak isteyenler için bir not; Köln’deki katedral yükseklik konusunda çok daha üst sırada olsa da Notre-Dame evlerin ve restoranların arasında bulunması, tarzı ve genişliği açısından Kön’dekinden çok daha farklı.
Tabi bir de içindeki astronomik saat Notre-Dame’ı daha özel yapıyor. Prag’daki astronomik saatin aksine bu saat katedralin içinde. Katedralin etrafında bir tur atıp dış mimarisini gözlemledikten sonra, katedralin açık olduğu saatlerde içeri ücretsiz girebilirsiniz. Uzun bir kuyrukla karşılaşabilirsiniz ama içeri girmeniz birkaç dakikadan daha uzun sürmeyecek.
Katedralin içindeki astronomik saati mutlaka yakından görmelisiniz. Eğer saat başında ya da buçuklu saatlerde orada olursanız çan sesi ile birlikte ve figürlerin hareketlerini seyredebilirsiniz. Katedrali bir de gece karanlığında katedral ışıklandırılmışken görün. Karanlığın içinden yükselişini görmek daha farklı oluyor. Ayrıca katedralin etrafındaki pub ve restoranlar gece çok canlı oluyor.
14.-16. yy Got ve Rönesans devri eserlere ilgi duyuyorsanız bu döneme ait heykelleri görmek katedralin arkasında bulunan Musée de l’Œuvre Notre-Dame’a girişine 6,5 € ödeyerek gidebilirsiniz. Fransız resim ve fotoğraf sergisi için ise 7 € ödeyerek Musée d’Art Moderne et Contemporain’a girebilirsiniz. Ancak mutlaka görün diyeceğim yer ‘Musée Alsacien’. Bu müze eskiden Roma İmparatorluğunun bir parçası olan Alsas bölgesinde endüstri öncesi dönemde 17.-18.yy’daki yaşantıyı anlatan binlerce objelerin bulunduğu birkaç evden oluşuyor. Girişi 6,5 €. Gezinize bir zamanda yolculuk boyutu katmak için ideal ve orijinal bir müze.
Bir gün de bisiklet kiralayıp Strazburg’u keşfetmeye böyle devam etmek iyi fikir, çünkü yollar dümdüz ve çoğunda bisiklet yolları var. Bu şekilde özellikle de nehrin kenarındaki bisiklet yollarını kullanarak doğanın tadını çıkarabilme imkanı kesinlikle kaçırılmamalı. Bunun için Rue de la 1ère Armé’deki Vélhop dükkanına gidip, bir form doldurarak kredi kartı numaranızı vermeniz, bisiklet başı 150 Euro’luk bir depozitoya onay vermeniz gerekiyor. Bisikletler ağır görünümlerine rağmen oldukça rahatlar. Bir günlük kiralamanız durumunda bir bisiklet için 6 Euro alınıyor hesabınızan ve akşam 19:00’da bisikleti yine buraya geri getirmeniz gerekiyor. (daha fazla bilgi için şu linki inceleyebilirsiniz http://www.velhop.strasbourg.eu/en/ )
Örneğin şehirden çıkıp 20dk’lık yürüme mesafesinde olan, içinde bir göl ve küçük bir hayvanat bahçesi bulunan ‘Parc de l’Orangerie’e gelebilirsiniz. Biz böyle yapıp dönüş yolunda rotamızı biraz değiştirerek Strazburg’daki camiyi görelim dedik. Bu cami İtalyan bir mimar olan Paolo Portoghesi’in projesiymiş. 20 yıllık bir inşa sürecinin arından 2012’de tamamlanıp ziyarete açılmış ve Roma’da bir örneği daha varmış. Fransa’daki en büyük cami olarak ülkedeki dini hoşgörünün simgesi olarak görülüyor. Bu bizim aşina olduğumuz yüksek minareli camilerden değil, oldukça geniş bir kubbesi ve etrafında onu saran daha minik kubbeleri var. Nehrin kenarında koca bir tomurcuk ve yaprakları olan bir çiçek gibi görünüyor. Ancak içi beni hayal kırıklığına uğrattı. “Meh” yani, – Strazburg’ da gezilecek yerler arasında -gidin görün demiyorum.
Strazburg’ da Ne Yenir
Nasıl İtalya’da yenen pizzanın yerini başkası tutmuyorsa, Fransa’nın da krepi böyle. O nedenle Strazburg’da mutlaka en azından bir defa kahvaltıda krep yenmeli. Bunların en lezzetlileri sokakta büfelerde ya da dışa açılan pencerelerinden sipariş alan minik kafelerde bulunuyor. Malzemelerin yazılı olduğu bir liste oluyor, örneğin çikolata, kestane vs. İstediğiniz malzemeleri seçip söylüyorsunuz ve sıcak sıcak yiyerek yolunuza devam ediyor ya da bir bankta oturup bahtınızda olan manzarayı seyrediyorsunuz.
Eğer oturup yemek isterseniz sadece krep yapan bir yeri seçin derim. Biz ‘la Crepe Gourmande’e gittik. Saat 12:00’de açılıyor. Bir tane yiyince bir tane daha yemek isteyeceksiniz, o yüzden önce tuzlu seçin üstüne tatlı seçin derim. Tatlı olanı için de kestaneli çikolatalı olan muhteşem. Ayrıca isterseniz krepi karabuğday unundan glutensiz yapıyorlar (İngilizce: buckwheat, Almanca: buchweizen, Fransızca: sarrasin).
Akşam yemeği sefasını uzun tutmalarından olsa gerek kahvaltı için pek enerji harcamıyor Fransızlar- maalesef- kahvaltıları kahve ve krosandan ibaret. Ancak böyle biraz daha sıradan denecek bir kahvaltıyı güzel bir manzara ve farklı bir atmosferde yapmayı isterseniz nehir kenarındaki botlara göz atabilirsiniz. Biz Quai des Pecheurs’daki L’atlantico’ya gittik ve böyle bir tekne kahvaltısı yaptık. Strazburg gezi rehberimde teknede yemek yemenin önemli bir yeri var 🙂
Akşamüstü bir bira molası vermek için ise ev sahibimizin önerdiği Kitsch’n bar’a gittik. Strazburg’daki en iyi french fries’ın burada yeneceğini söyledi. Oldukça popüler bir yer olacak ki hem bahçe hem de içerisi doluydu ama biraz bekleyip içerde bir masa bulduk kendimize. Daha çok müdavimleri olan bir pub burası, farklı bir tarzı var o yüzden, bence gidilmeli. Burada bazı akşamlar konserler, hikaye/şiir okuma etkinlikleri de oluyor.
Akşam yemeği konusunda yazacaklarım sıradan Fransız mutfağı ile ilgili bilgiler vermeyeceğim — yani size fondue restoranları tavsiye etmeyeceğim — zaten bolca karşılaşacaksınız — çünkü biz iki yıla yakın süredir vegan/vejeterjanız. Bu süre içinde Asya’dan Güney Amerika’ya gezdiğimiz hiçbir ülkede hiçbir zorluk yaşamadık. Aksine çok leziz, çok ilginç yemekler keşfettik. Fransa’ya da gitmeden önce dünya çapında tüm şehirlerdeki vegan ve vejeteryan restoranların listesini veren ‘happycow’ sitesine baktım ve vegan seçenekler olan yerleri not ettim.
Ayrıca tripadvisor da bu konuda çok işe yarıyor. Konumuzu verip yakınlarda ne var ne yok bakabilir, ara sokaklardaki cevherleri, gizli lezzetleri kolayca keşfedebilir, bolca güzel sürprizle karşılaşabilirsiniz. Hiç ummadığınız, dışardan ne olduğu anlaşılmayan, sadece orada yaşayanların bildiği ve gittiği minik bir mekanın muhteşem bir mutfağı olduğunu keşfedebilirsiniz.
Fransa genelinde restoranlar saat 19:00’dan önce açılmaz ve ölü durumda olurlar. Ancak Almanya sınırında olmasından mı turistikliğinden bilmiyorum Strazburg için bu durum geçerli değil. İstediğiniz saatte akşam yemeği yiyebileceğiniz birçok alternatif var şehir merkezindeki meydanlarda ve nehir kenarında. Rezervasyon soran da pek olmuyor.
Yemek mekanı konusunda çok özenliler ve çok zevkliler, hata yapma şansınız pek yok. Biz ilk akşam yemeğimizi la Petite France’de nehir kenarındaki La corde a linge’de yedik. Turistik bir yer ama çok da kaliteli. Vejateryan seçenekleri de var. Yerel Alsas şarabı ile nehrin kıyısında keyifli bir akşam geçirebilirsiniz. Eğer ilk bahar-yaz aylarında Avrupa’da seyehat ediyorsanız mutlaka deneyin diyeceğim yemek ise kuşkusuz kuşkonmaz (İngilizce: asparagus, Almanca: spargel, Fransızca: asperges).
Kısaca Strazburg’ a Neden Gidilmeli?
Yani özetle Strazburg şehir merkezinin büyüleyiciliği, doğayla çevrelenmiş oluşu, günlük sakin ve oldukça şık bir yaşantıyla iç içe geçebilmenizi sağlaması ve sizi yavaş bir akış içinde hissettirmesi nedeniyle güzel bir kaçamak alternatifi. Rutininize bir ara verme ihtiyacı duyduğunuzda, sizi çok yormayacak, detaylı planlar gerektirmeyecek kısa dinlendirici bir tatil arayışına girdiğinizde Strazburg’u seçerseniz bu şehrin zihninizi dinlendirip enerjinizi yenileyeceğine emin olabilirsiniz.
Bunun dışında bir tatilde birkaç geziyi birarada yapmak isteyenler için Strazburg güzel bir başlangıç noktası olabilir. Çünkü buradan Alsas köylerine, Colmar’a ya da Almanya’daki Karaormanlar, Baden-Baden ve Freiburg’a günlük geziler yapılabiliyor.
Strazburg Gezi Rehberi yazımda, kısaca Strazburg’ da nerede kalınır, ne yenir, ulaşım konusunu toparlayıp, Strazburg’ da gezilecek yerleri sıralamaya çalıştım. Umarım keyifle okuyup, faydalı bilgiler edinmişsinizdir:)
Elif Krause