Kalbim kadar bu beyaz sayfada size bugüne kadar gittiğim en güzel şehri, Cape Town’u anlatacağım. Cape Town gezilecek yerler yazısı bence bir baş yapıt oldu. Günlük planlamasından, yeme – içmesine, hipster bölgesinden, fotoğraf önerilerine her şeyi ekledim 🙂
Artık diğer yazılarımdan ve instagram üzerinden belli bir samimiyetimiz oluştuğu için şımarıklık gibi algılanmayacağını bilerek rahat rahat söylüyorum. Dünyanın farklı yerlerinde onca yer gezip, Afrika’yı haftalarca gezdikten sonra Cape Town’un beni bu kadar etkileyeceği aklıma hiç gelmezdi. O yüzden kendim gitmeden önce oluşturduğum planın daha detaylısını sizin için bu yazıda toparladım.
Cape Town ucuz mu pahalı mı sorusu herkesin planlamaya başlamadan önce aklına gelen soru oluyor, daha ucuza mal etmek eşittir daha çok gezmek demek, seyahatlerinizi nasıl ucuza getirebileceğinizi bu yazıdan öğrenebilirsiniz.
Cape Town gezilecek yerler yazısına geçmeden önce kısa Cape Town tarihi, bütçe, Cape Town’dan neler beklemelisiniz konusunda detaylı bilgiler için Cape Town Gezi rehberine göz atmanızı öneririm.
Başlıyoruz, Cape Town Gezilecek Yerler

Cape Town Merkezde Gezilecek Yerler – Cape Town Görülecek Bölgeler 101
1. Önce turistlik yerleri halledelim – Waterfront, Long Street, Bo-Kaap
Cape Town’un Waterfront’u ile anlatımımıza başlıyoruz.
Cape Town gezilecek yerler listesi en popüler, en bilindik yerlerden birisiyle başlıyor. Waterfront, Cape Town’un ünlü dünyaya açılan yüzü. Yani Limanı. Bu Liman aynı zamanda alışveriş merkezleri, açık alan konserleri gösterileri, lüks restoranları ve helikopter turu gibi aktiviteleriyle über turistlik bir yer. Mağazaların içerisinde uluslararası markalar, restoranlarda pahalı Avrupa yemekleri yemek için doğru adres burası. Aynı zamanda Nelson Mandela’nın hapis yattığı Roben Adası’na da buradan geçiş yapılıyor.
Benim Waterfront’ta ilgimi çeken iki tane önemli şey vardı. İlki, bu bölgenin size daha sonra anlatacağım Langa’da- yani Apartheid döneminde siyahilerin yaşamasına izin verilen gece kondu bölgesi – yaşayan işçiler tarafından inşa edilmiş olması. Yukarıda anlattığım lüks, şaşa tenekeden evlerde yaşayıp, şehre zamanı da girişi yasak insanlar tarafından yapılmış.
İlgimi çeken ikinci konuda, turistlerin yarattığı satın alma – alışveriş ekonomisinin yerel tasarımcılar için kullanılmış olması. V&A Marketinin bir kısmı Afrikalı tasarımcıların ürünlerinin satıldığı bir pazar. Fiyatlar Güney Afrika‘ya göre oldukça pahalı, ama özgün ürünler bulmak mümkün.
Özet bilgilerimize geçelim.

Waterfront’u Neden Görmek Gerekir?
- V&A Marketteki yerel tasarımcıların ürünlerini incelemek
- Türkiye’deki AVM’ler ile buradaki karşılaştırmak için
Waterfront’ta Ne Yapılır?
- Bir çok restoran ve cafe olduğu için, Avrupa tarzı yemek yemek, bir şeyler içmek için fena bir yer değil.
- Yemek ve tasarım pazarı gezmek
- Masa dağında bulunan sarı çerçevede fotoğraf çektirmek
- Gece hayatı
Long Street
Long Street kesinlikle Cape Town gezilecek yerlerden biri. Şehrin turistlik eğlence bölgesi diyebilirim sanırım. Fakat benim için, hani her şehirde bulunan, her yaptığınız aramada çıktığı için ilk gittiğinizde mutlaka uğrayıp hayal kırıklığına uğradığınız ve bir daha gidişlerinizde planınıza bile dahil etmediğiniz yer. Biraz haksızlık ettiğimin farkındayım fakat gerçek Afrika kültürünü yansıtmayan restoranlar burada, gündüz sizi çevirip bir şeyler satmaya çalışanlar, gece sokakta sizi çevirip uyuşturucu satmak isteyenler bu sokakta yer alıyor. Bu cadde sömürge altındayken oldukça popülermiş, o yüzden cadde boyunca farklı mimari de evler görebilirsiniz.
İlk gittiğinizde mutlaka uğrayın, çünkü Cape Town’u oluşturan sokaklardan bir tanesi, gerçekten. Ama gerçek Cape Town gezilecek yerler bu değil, aklınızda olsun.
Cape Town Long Street’i Neden Gezmek Gerekir?
- Şehrin en yaşayan caddelerinden bir tanesi, orada işleyen turizm ekonominisi görebilirsiniz.
- Genel olarak şehri tanımak için ana caddelerini keşfetmek oldukça iyi bir fikir
Long Street’te Ne Yapılır?
- Tamamen turistlik olduğunu kabul ederek, Afrika kafelerinden birini deneyebilirsiniz. Çok eğlenceli oluyor. Afrika müzikleri, farklı farklı hayvan etlerinde bir afrika menüsü, fena bir plan değil
Bo-Kaap

Bo-Kaap Cape Town’un ünlü renkli duvarlı fotoğraf bölgesi 🙂 Bu bölge ağırlıklı olarak müslümanların yaşadığı, şehrin eğlence merkezinin yanı başında yer alan bir küçük bir mahalle. Evlerin duvarları gerçekten rengarenk, sadece sokaklardan geçmek bile güzel bir aktivite.
Orada tanıştığımız insanlara Bo-Kaap evlerinin neden renkli olduğunu sorduğumuzda, bunun 1990’lı yıllarda ten renginin eşitsizlik sağlamasının ortadan kalkmasını bir kutlama, bir tepki olarak başladığını söylüyorlar. Biliyorsunuz, 1990’lı yıllardan önce farklı ten rengindeki insanlar beyazlara göre daha düşük vatandaşlık haklarına sahipti ve tek tip giyinmeleri gerekiyordu. Bu ırkçı ayrımcılığın ortadan kalkması ile birlikte, burada yaşayan müslümanlar Cape Town’un bütün renklerini göstermek için evlerini rengarenk boyamışlar.
Bu bölgeyle ilgili diğer bir ilginç bir bilgi dünyanın en güney uçlarından birinde bu kadar ağırlı müslüman nüfusun nasıl oluştuğuydu (Cape Town nüfusunun yaklaşık %10 müslüman). Koloni yani sömürge döneminde daha da ucuz işçi gücü olarak Hindistan ve Malezya’dan getirilen işçiler müslümanlığı yaymış bu bölgede. Çok ilginç bir yapısı olmasa da, Bo-Kaap’ın diğer bir öne çıkan özelliği, şehrin en eski camisinin burada olması.

Cape Town Bo-kaap’i Neden Gezmek Gerekir?
- Dünyanın en renkli bölgelerinden bir tanesi, kesinlikle görmek lazım
- Her ülkede olduğu gibi, popülerlik gentrification’ı (seçkinleştirme diye çevirebilirim sanırım) beraberinde getiriyor. Bölgedeki fiyatlar artıyor, lüks cafeler açılmaya başlamış. Hala sokaklarında çocuklar oynarken görmek daha güzel
Bo-Kaap’ta Ne Yapılır?
- İnsanların evlerinin önünde fotoğraf çekilmek bir süre sonra komik hissettirse de, güzel bir ışıkta harika fotoğraflar yakalayabilirsiniz.
- Bo-Kaap’ın hemen girişinde iki tane butik mağaza var. Oradan alışveriş yapabilirsiniz.
Bu listeye Sea Point’te eklenebilir. Sea Point’te benim aklımda kalan, atlanılmaması gereken önemli yer Origin Coffee 🙂
Cape Town’un Popüler Bölgeleri – Bree Street, Kloof Street
Evet geldik, gerçekten şehrin hareketli noktalarına (bence tabiki). Süper restoranlar, tatlı cafe’ler barlar, tatlıcılar bu caddelerin üzerinde.
Bree ve Kloof Street ve etrafı
Burası bizim Cape Town içindeki vaktimizin büyük bir kısmını harcadığımız bölge. Uzun cadde boyunca gün içinde yapmak isteyeceğiniz her türlü yeme-içme faaliyetini yapabileceğiniz bir yer. Sabahtan kahvaltı ile bu bölgeye selam verip, akşam eğlence için yine buraya dönmeniz muhtemel senaryolardan bir tanesi. Benim en sevdiğim mekanlar Bacon on Bree, Culture Cheese Club, Clarke’s, Honest Chocolate Club içerindeki The Secret Gin Club.
Bo Kaap’ı gezdiğiniz gün, aşağı doğru biraz yürüdüğünüzde karşılacağınız 4 yol Bree street’in güzel bir noktası. Bir tarafınızda Clarke’s olacak, orada Cin’inizi içebilirsiniz.
Bu yorumum yüzde yüz doğru olmayabilir ama bizim hissettiğimiz Kloof caddesinin Bree’ye göre bir tık daha lüks oluşuydu. Kasıntı bir lüks değil, fakat daha özenli giyinen insanlar, görece daha yüksek fiyatlar vardı Kloof Street’te. Bu cadde üzerinde en sevdiğimiz yerler The Kloof Street Yours Truely ve Kloof Street House. Gidemediğimiz ama aklımızda kalan iki yer Bombay Bicyle Club ve Hudson Burger Joint.
Bree ve Kloof Street’i Neden Gezmek Gerekir?
- Cape Town’ın turistlerden çok yerlilerinin olduğu iki bölgesi
- Yeme-içme konusunda muhteşem şeyler oluyor bu caddeler üzerinde
Bree ve Kloof Street Ne Yapılır?
- Her türlü yemek yemek, kahvaltı, brunch öğlen yemeği, akşam yemeği
- Bar & cocktail club eğlencesi seviyorsanız, o tarz eğlence
Cape Town Gezilecek Yerler 101’in olmazsa olmazı, Hipster Bölgeler – District 6, Woodstock
Cape Town’da göreceğiniz yerleri bölge bölge organize etmek size zaman ve az yorgunluk anlamında avantaj sağlayacaktır.
Bizim turumuzu ve detaylarını paylaşıyorum. Kendi planınıza göre değişiklik yapabileceğiniz ile ilgili sorularınız olursa yorum bırakabilir ya da instagramdan bize yazabilirsiniz.
Cape Town’un Hipster Bölgeleri – Woodstock, District 6, Observatory
Geldik benim sevdiğim kısma. Her gezimi planlamadan önce yaptığım kesin iki tane arama var. “speciality coffee in xx”, “hipster spots/areas in xx”. İşte karşınızda ikinci aramanın sonuçları 🙂
Cape town’un bir kısmı Londra vari, oldukça şaşalı, özenli güzel bir vaad sunuyorken, diğer taraftan alt kültür inanılmaz bir üretim ve kültür yoğunluğu yaratıyor. Bu bölgelerdeki sokak sanatları, cafe’ler, ufak tefek sanat butikleri Berlin’de herkesin bulabildiği ama öve öve bitiremedikleri bir çok yer kadar iyi. Başlayalım.
District 6
Diğer bölgelere kıyasla en merkeze yakın hipsterish bölge.
Zamanında bu bölge “beyaz alan” olarak ilan ediliyor ve burada yaşayan siyahi ağırlık bütün renkli insanlar, yaklaşık 60 bin kişi Apartheid ile boşaltılıyor. İnanılmaz bir olay gerçekten. O yüzden bu bölge aynı zamanda Cape Town tarihinde de önemli bir yere sahip. Bu durumu anlatan müze District 6 müzesi bölgesinin hemen girişinde yer alıyor, gitmenizi tavsiye ederim. Müzede ırkçı ayrımcılığın dünyanın her yerinde nasıl aynı olduğunu görebilirsiniz. Tatsız konuları unutmadan, tatlı konulara geçelim.
Bu bölgenin amiral gemisi, sayısız defa dünyanın en iyi cafesi seçilen Truth Coffee. İnanılmaz güzel bir ortam, eğlenceli çalışanları, farklı iç dekorasyonu ve çok güzel kahvaltıları var. Kahveler de gayet güzel.
Bu bölgede Truth Coffee’de yeterli zamanı geçirdikten sonra arka sokaklara doğru yürürseniz, büyük endüstiriyel dizayn prensibiyle oluşturulmuş ortak çalışma alanları, süper cool berberler, farklı üçüncü dalga kahvecileri ve giyim mağazaları bulabilirsiniz. Gece kulubü olarak da: District 6
Bu bölgenin bizim için Truth Coffee kadar önemli diğer bir mekanı Yard Cafe, güzeller güzeli Megan’ın işlettiği bu tatlı cafe gördüğünüz en güzel yerlerden bir tanesi olabilir. Saatlerce çalışanlar sohbet edip, videolarını çektik, mutfağa yardım ettik. Gezimiz boyunca defalarca uğradık buraya. Gittiğimiz çoğu yeme içme yerini ve yazdığım bir çok bilgiyi bize Megan verdi. Giderseniz benden selam söyleyin 🙂
Woodstock
Woodstock şehrin yükselen yıldızı bölgeler bir tanesi. Orada konuştuğumuz esnafın bize söylediği kadarıyla git gide daha güvenli bir hale gelmeye başlamış. Bölgede bir ana cadde bulunuyor ve ana cadde boyunca alternatif sanat galerilerileri, süper sokak sanatları, farklı cafeler bulmak mümkün.
Woodstock exchange buranın ünlü sosyal alanlarından bir tanesi. İçin de bir kaç tane tasarım mağazası ve kahveci bulunuyor. Caddenin tam diğer sonunda da The Old Biscuit Mill tesisinin içerisinde bir çok tasarım ürünleri satan mağazalar bulunuyor.
Eğer fotoğraf çekmeyi, kahve içmeyi, alternatif sanat yerlerini gezmeyi seviyorsanız burada yaklaşık olarak 3 saatinizi çok rahatlıkla harcayabilirsiniz. Bu bölgede yapabilecekleriniz sıralamaktan kendimi alamayacağım 🙂
- Vintage kıyafet ve antika alışverişi
- Salisbury’s de brunch
- Eski bisküvi tesisinde bisküvi alışverişi – Old Biscuit Mill 🙂
- ReCreate‘ten zihni sinir dekorasyon önerileri, hatta mobilya alışverişleri
- World Rustic Frame‘de, rustik bir görüntü fotoğraflamak ve çalışan marangozları izlemek
- Wood Stock Co-Op ortak çalışma ve yaratıcılık alanını ziyaret etmek
- Mahallenin kendi bira imalahathanesinde bira içmek – The Woodstock Brewery
- Madoda Braai’de çatalsız bıçaksız Afrika yemeği. Biz çok tok olduğumuz için deneyemedik. Lütfen gidin
- Graffiti, sokak sanatları turu
- Woodstock Exchange‘in arka bahçesinde kahve keyfi
Observatory
Çok detaylı olarak gezme fırsatı bulamadığımız ama üzerine bir çok yazı okuduğumuz diğer bir alternatif bölge de Observatory. Obs aynı zamanda şehrin öğrenci yerleşimi. Doğal olarak buradan beklentinizi eğlence ve yeme içme anlamında yükseltebilirsiniz. Biz burada çok güzel bir pizza yedik, Pizzacının adı Ferdinando’s Pizza. Aşağıdaki fotoğraf orada çalışanlardan birinin pizza kutularını boyarken çektiğim fotoğrafı.
Cape Town Merkezde Gezilecek Yerler – Aktiviteler
Table Mountain – Masa Dağı
Cape Town simgelerinden bir tanesi. Bin metrenin üzerinde yükseliğini, muhteşem okyanusları ve Cape Town’u düşünürseniz manzara konusunda fazla konuşmamıza gerek kalmaz diye düşünüyorum.
Masa Dağı dümdüz bir zirveye sahip ve adını da bu zirveden aldığı söyleniyor. Masa Dağının dünyanın en eski dağı olduğu tahminleri de bence zirveye çıkışı manzara kadar güzelleştiren şeylerden bir tanesi. Bu arada zirvede restoranlar süper bir manzara ve tabiki güzel Afrika yemekleri vaadediyor.
Masa Dağına her yarım saatte bir kalkan teleferikler ile dağa çıkabilirsiniz. Ya da yeterli vaktiniz ve kondisyonunuz varsa hiking yapmak da diğer bir seçenek. Eğer yürümeyi tercih ediyorsanız yürüyüş parkuru üzerinde saat 15:00’e kadar ücretsiz rehberlik hizmeti bulunuyor.
Zirvede wi-fi bulunuyor.
Masa dağına çıkış kaç para?
Teleferik ile öğleden sonra gidiş dönüş 275 Rand, öğleden önce ise 290 rand.
Biletinizi online olarak alabilirsiniz. Websitesi
Teleferik hangi saatler arasında çalışıyor?
Kasım ve Ocak arasında genelde sabah 8:00 akşam 19:00 arasında faaliyet gösteriyor.
Teleferik Nereden Kalkıyor?
Masa Dağına çıkan teleferik Tafelberg diye adlandırılan teleferik istasyonundan kalkıyor. Google haritalara ” Tafelberg” yazarak tam doğru adrese ulaşabilirsiniz. Teleferiğe şehir merkezinden ücretsiz kalkan servislerle ya da Hop on Hop off otobüslerle ulaşabilirsiniz. Eğer kendi arabanızla gelecekseniz, istasyonun orada araç park yerleri bulunuyor.
Masa Dağı ve zirveye çıkışla ilgili detaylı bilgiler websitelerinde yer alıyor. Table Mountain websitesi bugüne kadar gördüğüm en güzel, temiz turizm websitelerinden biri açıkcası.
Lion’s Head
Lion’s Head dünyanın bir diğer harikası. Signal Hill’in üzerine konuşlanmış tepe, yürüyüş severler için harika bir manzara eşliğinde keyifli bir hiking deneyimi vaadediyor.
Sonuç olarak bir tepenin üzerinde yer alan farklı bir yükselti olduğu için, çıkış için farklı patikalar mevcut. Fakat ana olarak patika var. Birinde dağın etrafından dolaşırken, diğerinde Lion’s Head’e
dik bir tırmanış yapıyorsunuz. Signal Hill’e çıkar gibi girdiğiniz yolda, su ve kahve satan küçük büfeyi gördüğünüz yol, zorluk seviyesi bir tık düşük olan patika.
Lion’s Head’e tırmanmak ne kadar sürüyor?
Lion’s head’e yaklaşık olarak 45 dakikada varıyorsunuz. Tabiki bu süre ne kadar dinlendiğinize, ne kadar tempolu tırmandığınıza göre değişiklik gösterebilir.
Lion’s Head yürüyüşü önce bilmeniz gerekenler
- Yukarıda da bahsettiğim gibi tırmanış tarzında yürüyüş yaklaşık 45 dakika sürüyor.
- Zorluk derecesi kolay olarak sınıflanan bir yürüyüş rotası fakat Cape Town’da bulunduğunuzu unutmayın bazı yerlerde zincirlere tutunmanız gerekiyor.
- Yanınıza mutlaka bir litre su, yedek bir kıyafet alın. Tırmanırken muhtemelen güneş tepedeyken çıkacağınız için terleyeceksiniz, fakat tepenin zirvesi esiyor olacak.
- Söylemeye gerek yok fakat manzara müthiş, yanınıza mutlaka kamera ya da telefonlarınızı alın.
- Gün batımına denk getirmek için, gün batımından yaklaşık 1.15 – 1.30 saat önce tırmanışınıza başlayın.
Lion’s Head’e çıkmak için 3 ana neden vereyim size:
- 360 derece nefes kesici Cape Town manzarasını görebilmek
- Defalarca dünyanın en iyi hiking rotalarından biri olarak listelenmiş bu rotayı başarmış olmak
- Çekileceğiniz muhteşem ötesi fotoğraflar
Lion’s Head’te Blogger gibi fotoğraf çekebilmek için tavsiyelerim ise şöyle:
- Kamera açısını göz hizası değil, daha yukardan olacak şekilde ayarlamaya çalışın.
- Oturduğunuz ya da poz verdiğiniz taşı, fotoğraf çerçevenizin sınırına yaklaştırın.
- Derinlik hissi verebilmek için mutlaka Masa Dağını kesmeden dahil edin.
Signal Hill
Signal Hill aslında Lion’s head ile aynı yer, daha doğrusu aynı tepe. Fakat Signal Hill olarak isimlendirilen yere arabayla gidebiliyorsunuz. Özellikle gün batımı zamanı oldukça popüler olan Signal Hill bölgesinden de tahmin edileceği gibi manzara muhteşem.
Merkezden şaraplarınızı alın, gün batımında buraya pikniğe gidin. Arkada bi de gün batımına uygun bir müzik açarsanız hatırlanmaya değer bir anı yaratacağınızın garantisini verebilirim.
Camp’s Bay
Diğer bir “must-see” nokta da Camp’s Bay. Cape Town’un en ünlü şehir içi plajlarından olan bu sahil yerleşkesi Cape Town’un batı tarafında yer alıyor. Cape Town gezi rehberinde de bahsettiğim gibi batı tarafında yer alan her hangi bir plaj eşittir unutulmaz gün batımları. Kendinizi, pozunu hazırlayın, burası profil fotoğrafı yapacağınız, siluet fotoğraflarının çekildiği yer.
Camp’s Bay’e şehir merkezinden kalkan toplu taşıma araçlarıyla ya da Uber’le ulaşabilirsiniz. Kendi arabanızla gitmeyi planlıyorsanız, arabanızı biraz uzakta bırakmanız gerekebilir. Popüler bir sahil olduğu için, park yeri bulmak zor oluyor.
Camp’s Bay’de gün batımı izlemek dışında yapabileceğiniz bir çok şey var. Örneğin, Hard Rock Cafe burada yer alıyor. Bizim fırsatımız olmadı fakat, çok güzel kokteyl mekanlarının da burada olduğunu sonradan tanıştığımız yerel insanlar bahsetti.
Robben Island
Biz sıkışık programımızdan dolayı Robben Adasına gidemedik. Fakat Rainbow nation’ın işlendiği, Nelson Mandela’nın hapis yattığı bu adayı görmenin çok kıymetli olacağını eminim. Aynı zamanda Robben Adası ve hapishane UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor.
Robben Adası gününüzü planlamanız için yararlı olabileceğini düşündüğüm bilgileri sıralıyorum:
- Robber Adasına giden feribotlar Waterfront’tan kalkıyor.
- Bu hapishane adası ile ilgili bütün detayları kendi websitelerinden öğrenebilirsiniz.
- Adaya ulaşım için Robben Adasının kendi feribotları kullanılıyor. Yani alacağınız tur biletine adaya ulaşım dahil.
- Robben Adasına sadece turlarla gezebiliyorsunuz ve biletleri önceden almanız gerekiyor – daha doğrusu öneriliyor. Biletinizi online olarak buradan alabilirsiniz.
- Robben adası turlarının fiyatları 390 Rand civarı. Feribottan indikten sonra sizi görevliler karşlılıyor ve adayı anlatmaya başlıyorlar.
Robben Adası ile ilgili ilginç bilgiler
- Ada, daha doğrusu adadaki hapishane, yüksek korunaklı hapishane konumunda. Yani kaçmak imkansız.
- Tutukluların adaya getirildiği botun adı Susan Kruger, ve hapishaneye teslim yolculuğu boyunca mahkumların gözleri bağlı tutuluyor.
- Adadaki tutuklular, tutuklulukları boyunca kendi geliştirdikleri işaret dili ile anlaşmışlar. Aklıma Nelson Mandela’nın hapisten çıktığında karısıyla yaptığı yumruk pozu geldi. Giden arkadaşlarımın da doğrulamasıyla, bu PAC (yani Nelson’un liderlik yaptığı grup) üyesi olmak anlamına geliyor.
Cape Town Çevresinde Gezilecek Yerler
Hout Bay
Chapman’s Peak’in Cape Town tarafındaki başlangıç noktası. Fok balıkları ile ünlü. Cape Town merkezden araba ile yaklaşık 20 dakika sürüyor. Benim önerim Cape Town’dan erken çıkarak Fokları ziyaret edip, sonrasında Chapman’s Peak’te güneşi batırmanız yönünde.
Chapman’s Peak Drive – Chapman’s Peak Sürüşü
Burası benim bugüne kadar araba sürdüğüm en güzel yol. Bir tarafınızda ihtişamlı okyanusun etkileyici manzarası, diğer tarafta Chapman’s Peak dağının güneşin vurmasıyla iyice turuncu bürünmüş duvarları arasından kıvrılan bir yol. Kendinizi film setinde hissetmemek için hiç bir neden yok.
Arkadaşlar şaka, abartı değil, Dünya’nın en iyi sahil yollarından birinden ve manzarasından bahsediyoruz kaçırmayın.
Chapman’s Peak drive, Cape Town’dan gelirken yaklaşık yarım saatte ulaşılıyor.
Giriş ücretli, ücret motorsikletler için 29 rand, normal araçlar için 45 rand.
Boulder’s Beach
Geldik Cape Town gezilecek yerler listesinin en popüler, en eğlenceli aktivitesine! Penguenler!
Cape Town’da gitmek, görmek gereken o kadar fazla yer var ki, Penguenlerle yüzme aktivitesinin bu kadar aşağılarda kalmasına inanamıyorum gerçekten.
Boulder’s Beach, bir kaç yazıdır bahsettiğim, batı Cape Town’un sahillerinden bir tanesi aslında. Ama bu sahili özel yapan şey, sürpriz olmayan şekilde burada penguenler. Bu komik ve tatlı, uçamayan kuşlar bütün Afrika kıtasındaki tek penguenler. Zamanında büyük sahili kaplayacak kadar çok olan nüfusları, kontrolsüz balıkçılık başta olmak üzere, insan elinin değdiği her şey de olduğu gibi azalıyor.
Bu plaj Cape Town’dan yaklaşık olarak 45 dk bir saat sürüyor.
Boulders Beach Güney Afrika Ulusal Parklarından biri, yani koruma altında, yani ücretli.
Boulder’s Beach’e giriş ücreti kişi başı 75 Rand.
Ümit Burnu
Ümit Burnu Afrika kıtasının en güney kısmı. Bilmiyorum siz de hatırlıyor musunuz bu burnun hikayesini. Hani fırtınalı olduğu için adı fırtınalar burnuymuş, sonrada burya gemiciler sağ salim ulaşsın diye adı Ümit burnuna çevrilmiş. İngilizce adı, “Cape of Good Hope” bu hikayeyi daha iyi açıklıyor.
Ünlü Ümit burnu Atlas – Atlantik Okyanusu ile Hint Okyanusunu birbirinden ayıran ünlü burun. Afrika kıtasının en uç noktası.
Buraya ulaşım Cape Town’dan yaklaşık olarak 2 saat sürüyor. Ve giriş kişi başı 145 Rand.
Muizenberg – St. James – Kalk Bay
Aslında bana kalsa Muizenberg’i ayrıca yazmak isterim, gidip bir gün boyunca sörf yaptığım için. Fakat, ülkemizin sörfe olan ilgisini düşündüğümde 2 tane daha tatlı sahil kasabası ile birleştirmenin mantıklı olacağını düşündüm.
Muizenberg; dünyanın en sörf yapmaya en uygun kasabalarından bir tanesi. Dalgaların şekli, rüzgarın şiddeti buna izin veriyor. Sahilde bir çok sörf okulu bulunuyor, başınızda bir hocayla en azından 2-3 saat sörf yapmayı denemenizi şiddetle öneririm.
Sörf maliyeti 2 kişi için bir hoca olacak şekilde kişi başı 360 rand. Sadece sörf board’u kiralacaksanız tabiki çok daha ucuz. Sanırım 2 saat için 150 rand civarındaydı.
Muizenberg’ten ilerlemeye başlarsanız, Cape Town tanıtım filmlerinde ve fotoğraflarında çıkan renkli kulubeleri göreceksiniz. Burada açıkcası çok yapacak bir şey yok. Ama bir durup fotoğraf çekmeye değer.
St. James‘ten devam ettiğinizde de, bir sonraki kasaba Kalk koyu. Görece büyük bir kasaba olan Kalk’ta, turistik hediyelik eşya mağazaları, güzel restoranlar ve barlar bulmak mümkün.
Oldukça ünlü olan Olympia Cafe burada bulunuyor. Aynı zamanda Cape Town’luların bayıldığı dondurmacı Ice Cafe de bu kasaba da.
Cape Town Çevresinde Gezilecek Yerler – Şarap Bağları
Elgin Valley
Şimdi kendinizi sınırsız bir yeşilliğin içerisinde, sessiz – serin ama soğuk olmayan bir arka bahçede çimlerin üzerine yerleştirip rahat bir koltukta hayal edin. Önünüzde dünyanın en güzel şarapları arkada da genel de güzel bir müzik var. Elgin Vadisinin neredeyse bütün şarap bağları benzer bir keyif deneyimi sunuyor. Bağları gezebilir, üzümlerin tadına bakabilir, çalışanlarla sohbet edebilirsiniz. Eğer şarap ilgi alanlarınızdan birisi ise, keyif alacağınız kesin.
Elgin Valley Cape Town’a yaklaşık 1.30 saatlik bir mesafede bulunuyor. Eğer bolca şarap içmek istiyorsanız, burada Old Mac Daddy’de bir gün kalmanızı kesinlikle öneririm.
Güney Afrika dünyanın en önemli kuru meyve üretilerinden bir tanesi konumunda. Bu kuru meyvelerin de en önemlilerinden bir tanesi elma. Oranını şuan hatırlamıyorum ama dünya elma ihtiyacının büyük bir yüzdesi Elgin Vadisinden karşılanıyor.
Elgin Vadisinin kendine özgü serin kliması, elmaların toprağa kazandırdığı karakteristikten dolayı burada üretilen üzümlerin her biri oldukça özel şaraplar yapımında kullanılıyor. Güney Afrika’nın dünyanın en büyük şarap üreticilerinden biri olduğunu da hatırlarsak, bahsettiğim üzümlerin gerçekten güzel olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Elgin Valley’de sayısız şarap üreticisi ve bağı bulunuyor. Biz neredeyse hepsini ziyaret ettik, herkesle tanışıp sohbet etme fırsatı bulduk. Genelde aile işletmesi olan küçük şarap üretici bu vadide bulunuyor. Aldığınız şarapların yanında size hediyeler ikram edip, hikayeler anlatıyorlar. Belki de bu yüzden bu vadi benim favorim haline geldi bilmiyorum.
Elgin Valley’de ziyaret etmenizi önereceğim şarap bağları ve ana sebepleri listeleyelim:
- Charles Fox: Sadece şampanya üretimi yapan bu tesisin sahibi Fox’lar tamamen ucuza iyi şampanya içmek bu tesisi kurmuşlar 🙂 İnanılmaz bir hikaye.
- Paul Wallace: Elgin vadisinin kendine has Malbec üzümü ve her şarabın hikayesine özel çikolatalarla tatmanızı kesinlikle öneriyorum
- South Hill: Dünyanın en iyi 10 Sauvignon Blanc’ından birinden bahsediyoruz. Post-modern tarzda sanat galerisi ve arka bahçesi ile uğranması gereken yerlerden biri.
- Hannay: Aslında tadıma açık olmayan Hannay şarapçılık ve biz şarap sevgimizi anlatınca gösterdikleri misafirperverlik bizi resmen büyüledi. Cabernet Franc özellikle denenmeli fakat benim ağzımda hala özel bir yöntemle denedikleri, hala plastik şişede bulunan Sauvignon Blanc’ın lezzeti var.
Stellenbosch
Stellenbosch Güney Afrika’nın en ünlü üzüm bölgelerinden biri. Bu bölge tek başına yılda 1,000,000,000 litre şarap üretimi yapıyor.
Spice Route
Buraya gidemediğim için çok üzgünüm. Güzeller güzeli bir şarap köyünden bahsediyoruz. Ama şarap köyü dediysem, kültürü, yemesi içmesi kafeleri ve dizaynıyla bu kültürü kucaklayan ve derinleştiren bir köyden bahsediyorum. Anlatan hikayeler ve fotoğraflar muhteşem. Fırsatın olursa mutlaka planlarınıza alın.
Spice route ile ilgili ingilizce de olsa şu liste benim çok hoşuma gidiyor. Yararlı olabilir.
Cape Town Alternatif Gezilecek Yerler
Cape Town’da alternatif gezilecek yerler tamamen ayrı yazının konusu aslında. Ama bu uzun gezilecek yerler yazı her şeyi kapsamış olsun diye iki alternatif gezilecek yer rotasını da ekliyorum.
Langa – Cape Town gecekonduları ve Apartheit’in Ayak İzleri
Hermandus – Köpek Balığı Dalışı ve Balina İzleme
Cape Town gezilecek yerler listesini olabildiğince geniş ve detaylı tutmaya çalıştım. Fakat bu şehir o kadar başka ki, 3 tane daha liste yapılır. İlerleyen dönemlerde bakarsınız alternatif gezilecek yerler listesi de hazırlarız. Sorularınız olursa bize her zaman ulaşabilirsiniz. Ayrıca aşağıdaki yazılarımıza da göz atabilirsiniz:
Keyifli gezmeler
Tarih 27 Nisan 2023 ve şu an Cape Town’dayım.8 günlük bir turu yazınız sayesinde yüksek verimlilikle ve çok mutlu olarak tamamlıyorum.Uzun emek vererek muhteşem bir klavuz hazırlamışsınız,çok ama çok teşekkür ederim,seyahat planı olan tüm okuyucularınız giç tereddüt etmeden bu yazınızı klavuz yapsınlar,çok selam.
Harika bir yazı, tam bir rehber niteliğinde ve ciddi emek verilmiş. Müthiş içerik, kutluyorum!
Çok güzel aydınlatıcı, kolaylaştırıcı bir yazı olmuş.Çok teşekkürler
Gitmiş kadar olduk neredeyse ?
Merhaba, öncelikle hazırlamış olduğunuz yazı için çok teşekkür ederim.
Oldukça faydalı ve keyifli bir yazı olmuş.
Bu geziyi hangi tarihte yaptınız ve toplamda 1 çift için o dönemin döviz kuruna göre kaç EUR harcadığınızı paylaşmanız mümkün mü?
Teşekkürler