En kalın kazaklarımızı, şapkalarımızı, atkılarımızı, eldivenlerimizi aldıysak kışın Berlin’ e gitmeye hazırız demektir. Kış aylarında gidiyorsanız mutlaka içliklerinizi, taytlarınızı hasyün kazaklarınızı da alın, (burda biz bizeyiz şimdi utanmaya lüzum yok 🙂 zira ‘Berliner ve Berlinerin’ler’ uzun kuyruklarda beklemeye alışık. Çok faydası olacaktır.
Bu Berlin’ e 3. kez gelişim olduğu için bu seferki gezimizi çok uzun tutmuyoruz. (İlki 2009 yılında Paris’ten Berlin’ e otobüsle seyahat ettiğim bir yolculuktu bunu ayrı bir yazımda paylaşırım)
Yazıda -daha çok- kısa süreli bir Berlin gezisinde neler yapılır, nerelere gidilir, Berlin gezilecek yerler, ne yenmeli içilmeli gibi tavsiyeler olucak. Bunun yanında bahsedeceğim konular; Berlin içinde toplu taşıma, bilet fiyatları, müzeler adası, kültürel geziler, lokantalar … Kısacası bu yazıyı okumadan Berlin’ gitmeyin 🙂
Berlin’ de Ulaşım ve Toplu Taşıma
Berlinde şehir içi tren 3 ‘e ayrılıyor U-Bahn ( bildiğin metro) S-Bahn( şehir merkezi dışına da çıkan trenler) ve tramvay( şehir içinde kısa mesafeler). Benim tavsiyem -eğer gündüz Berlin’ e vardıysanız- günlük bilet almanız. Günlük biletlerin fiyatları A-B-C zonlarına göre 7.20-7.60 Euro aralığında değişiyor. Günlük biletlerinizi, metroda, tarmvayda ve otobüslerde kullanabiliyorsunuz. Tekli satın aldığınız bileti de 1 saat kullanabiliyorsunuz.
Berlin’de ulaşımda size kolaylık sağlayacak 2 tane mobil uygulama önerebilirim. İlki BVG, bu aslında Berlin’de tüm ulaşımı sağlayan şirket. Varış ve çıkış noktanızı uygulamaya girdiğinizde hangi tren, otobus, s-bahn, u-bahn vs. saat aralıkları ile sağlıyor. Diğeri ise ‘Berlin Metro’, bu da sadece metro istasyonlarını,hangi istikamete bineceğinizi nerede aktarca yapacağınızı vs. veriyor. BVG’yi indirince buna pek gerek kalmayabilir.
Berlin’ de iki tane hava alanı mevcut. Birincisi Schönefeld Havalimanı diğeri de Tegel Havaalanı. Schonefeld’den trenle, Tegel’den ise dahaçok otobusler ulaşım sağlanıyor. Konaklayacağınız bölgenin yakınlarında hangi metro veya tramvay istasyonu bulunuyorsa ona göre bilet alın.
“Metro bileti almayayım, para vermeden takılayım” diyorsanız, kontrol görevlileri alman disiplinine sahip. Aman diyim, eğer sıvışma seviyenize, yalan dolan yeteneğinize güvenmiyorsanız bilet alın. (Biz de o 3 günün 1 gününde biletsiz gezdik – tabii tırsa tırsa) . Cezası 60 Euro ve genelde sıvışma gibi bir durum söz konusu değil, kesin ceza kesiyorlar. Bileti alınca küçük bir makineye onaylatıyorsunuz ki kullandığınız saat ve tarihi görebilirsinler. Onu da yapmayı unutmayın, cezayı yersiniz ☺
Burada dipnot olarak bir metro anımdan söz edebilirim. U-6 metro hattında (kendisi işlek bir metro hattıdır) sakallı şişman bir abinin telefonundan ezan sesleri yükseldi. Metroda bir anda herkes sustu. Derin bir sessizlik. Terör saldırıları ve din ayrımı insanları bu noktaya getirmiş durumda.
Bonus: http://www.boredpanda.com/fighting-islamophobia-bag-arabic-rock-paper-scissors/
Berlin’ de Nerede Kalınır? Konaklama Seçenekleri
Berlin’ in oldukça geniş bir metro ağı var. Bu yüzden konaklama seçeneklerini illa şehir merkezinde, turistik bölgelere yakın aramayın. Ancak, Avrupa’ nın büyük bir kısmına göre konaklama, otel fiyatları ucuz değil.(Özellikle son 5 senede fiyatlar artmış)
Bizim gittiğimiz dönem yılbaşı olduğu için – yaklaşık 2 ay önce rezervasyon yaptırmamıza rağmen- fiyatlar hayvaniydi. Bizim tercihimiz, gönüllerin dostu Airbnb’ den yanaydı. ( gerçi böyle diyorum ama airbnb biraz can sıkmaya başladı bu konuya değineceğim:) Evimiz Friedrichstrasse bölgesinde yer alıyordu. Berlin’ in turistik kesiminde diyebiliriz. Havalanında önce s9 ‘ a (s-bahn) sonrasında u5’ e(u-bahn) binip ulaşılıyor.
Genelde genç nesil Neukoln ve Kreuzberg de takılıyor. Buraları eskiden Türk mahallesi diye anılırdı fakat biraz daha alternatif kimselerin tercih ettiği semtlere dönüştü. Kendinizi evinizin salonunda gibi hissedebileceğiniz cafeler, restoranlar ve publar mevcut.
Gezilecek Önemli Yerleriyle Güzel Bir Berlin Turu
Berlin gezilecek yerler rehberinde geldik en önemli kısma: Berlinde gezilecek yerler
Berlin sanatsal bi’ şehir. Sözünü ettiğim estetik, Paris’ ten, Roma’ dan, Londra’ dan farklı. Şehirde bir gün geçirince bu ruhu, dokuyu farkediyorsun. Başka hangi şehirde müzeler adası olabilir ki? Müzelerle başlayacağımı çok belli ettim 🙂
Berlin’ in en güzel taraflarından biri müze gezmek. Hele ki kışın gittiyseniz. Müzeler Adası’nda Pergamon Müzesi, Alte National Galerie, Neues Museum, Bode, Altes ve Berlin Katedrali yer alıyor. Eğer fazla gününüz yoksa ve kesinlikle müze gezmek istiyorsanız öncelikle Pergamon Müzesi’ ni öneririm.
Eğer yeterince vaktiniz varsa, 3 günlük Berlin-pass almanızı öneririm. Böylelikle dilediğiniz müzeye dilediğiniz gibi girip çıkabilirsiniz ve her müze için 10-15 euro aralığında bir ücret ödemeniz gerekmez.
Berlin Müzeler Adası (Museumsinsel)
Pergamon Müzesi için muhtemelen çok sıra bekleyeceksiniz. O yüzden biletinizi online alın(12 Euro) veya museum pass ile sıra beklemeden müzeye girin. Pergamon Müzesi, islam sanatı, antik yakın doğu ve klasik antik çağ eserleri olmak üzere üç bölümden oluşuyor.
Müzenin en önemli parçası tabii ki Zeus Sunağı. Ancak 2026 ya kadar tadilatta olduğu için göremiyoruz. Muhtemelen siz de ilerleyen 10 sene içinde göremeyeceksiniz 🙂 Türkiye’ den araklanan eserler nasıl sergileniyor , yüreğiniz parçalanmadan görmek isterseniz mutlaka Pergamon’u ziyaret edin 🙁
İkinci bir müzeye vaktiniz kalırsa Alte Netionalgalerie’ yi gezmenizi öneririm(giriş 12 Euro). 3 kattan oluşan bu müze Alman’ yada, özellikle resim alanında en önemli ulusal müzedir diyebiliriz. Google Art Project ‘ ten müzeyi gezebilirsiniz.
Alternatif Berlin Müzeleri
Eğer biraz daha farklı bir müze gezmek istiyorsanız Hamburger Bahnhof’ u önerebilirim. Eski bir tren istasyonu olan binada çağdaş sanat eserleri sergileniyor. Genç sanatçılara büyük yer ayrılan bu müzeye giriş 14 euro.
Eğer sinemayla ilgiliyseniz, Berlin’ deki Filmhaus’ a (Deutsche Kinemathek ) mutlaka uğrayın. Perşembe akşamları 16.00-20.00 arası ücretsiz. İçeride fotoğraf ve video çekmeye izin yok. Alman sinema tarihi yanında stüdyoları , set maketlerini inceleyebilirsiniz. Girişteki aynalara kaplı odada vakit geçirmenizi öneririm.
Ayrıca Zoologishergarten tarafında c/o adında bir fotoğraf müzesi de var. Benim gittiğim dönemde Total Records isimli bir sergi var idi, 60’lardan günümüze kadar olan plak kapaklarının tasarım süreçlerine ışık tutuyor. Giriş 10 € öğrenci 6 €.
Berlin’ de Turistik Noktalar
- Berlin tabii ki müzelerden ve Müze Adası’ndan ibaret değil. Her şehirde olduğu gibi görülmesi gereken turistik noktalardan, önemli yerlerden kısaca söz edelim. Şehirde görmeniz gereken yapıların başında, Brandenburger Tor geliyor. Buraya Unter den Linden Caddesi‘ nden yürüyebilirsiniz.
- Görmeniz gereken ( bir turist olarak ) ikinci yer ise, Check Point Charlie. Doğu Berlin – Batı Berlin arsında kullanılan geçiş noktasıdır. Turistler genelde üzerinde askerler kıyafeti olanlarla fotoğraf çektirir. ( bir asker kıyafetlinin “he vallah abla” dediğine şahit oldum)
- Hazır Doğu Berlin – Batı Berlin ayrımından söz etmişken, Berlin Duvarı ( utanç duvarı) Anıtı’nı görmemek olmaz. 1 kilometrelik , üzerinde graffiti ve yazıların, resimlerin olduğu duvarı yaşananlara ve tarihe şahit olmak için görün derim.
- Berlin’ de başka bir(çok daha büyük) utanç kaynağı ise hepimizin bildiği gibi Yahudi soykırımı. Berlin’ de ziyaret edebileceğiniz bir Holokost( Katledilen Avrupa Yahudileri) Anıtı var. Bunun yanında Yahudi Soykırımı Müzesine ‘ de vaktiniz olursa uğrayabilirsiniz.
- East Side Gallery şeklinde de adlandırılan bu duvar nasıl ki bir dönemin simgesi olmuş ise, The Kunsthaus Tacheles (Art House Tacheles) de ardından gelen bir sonraki neslin bu geleneği devam ettireceğinin habercisi olmuştur.
Berlin’ in ‘underground’ ruhu işte en çok buralarda anlaşılır. Düşünün ki 9000 m2’lik bir mağaza kapanıyor, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından sonra sanatçılar tarafından alınıyor. İçerisinde bir sürü galeri, bar, sinema, gece kulübü, birbirinden fütüristik heykeller ile çevrilmiş kocaman bir bahçe, sanat stüdyoları.
Sahipsiz gözüken ama aslında kocaman bir topluluk tarafından beslenen kocaman bir yuva. Gözünüzün karşılaştığı her yerin üst üste binmiş grafitiler ile dolu olduğunu söylememe gerek yok heralde 🙂 Belki de kapandığı için bu kadar uzun ve özlemle yazdım. Bina çökme riskine karşı şuan kullanılmıyor ama kim bilir belki siz Berlin’i ziyaret ettiğinizde açılmış olur!
Berlin’ in önemli noktalarını aşağıdaki Hyper-Lapse videosundan izleyebilirsiniz. Daha sonra Berlin’ de ne yenir ve Berlin’ de alışveriş konularına göz atalım.
Berlin oldukça kozmopolit bir kent olduğu için, bütün dünya mutfaklarını bulabilirsiniz. Tabii bu kozmopolitlikte büyük pay Türklerin olduğu için Türk Mutfağına, lokantalarına oldukça sık rastlamak söz konusu. Türk mutfağı demişken kebaptan bahsetmemek olmaz.
- Kreuzberg’ te bulunan Gemuse Mustafa’ da kebap yiyin. Ancak bu koşullu bir öneri. Önünde uzuuuuun bir sıra oluyor. Biz Cuma akşamı 2 saat sıra bekledik ve sıra bize geldiğinde dürüm bitmiş sadece sandviç kalmıştı. Resmen kabus gibi… Naçizane önerim, eğer önünde 50 kişiden fazla sıra varsa( %90 vardır) beklemeyin.
- Tabiiki Berlin deyince akla dev sosisli sandviçi ( Currywurst ) geliyor. Öyleki şehirde bir currywurst müzesi bile mevcut. Eğer domuz eti yemiyorsanız sizlik bir şey değil. Eğer yiyorsanız yanında patates kızartması ve alman Birası almayı unutmayın.
- 2 tane güzel curry wurst yapan yer önerebilirim. Biri hemen Mustafa Gemüse’nin yanında Curry 36 baktınız çok sıra var oraya kaçın ☺ İkincisi ise zamanında Schroeder’in muptelası olduğu Bier’s Kudamm ☺
- Sushi seviyorsanız kesinlikle Musashi’yi öneririm. Bu küçüçük dükkan Berlin’in sadece lokallerinin bildiği ve şahane sushiler ve çorbaların olduğu bir yer. Öğle vakti gitmenizi tavsiye ederim, zira minnak oldugu için hep dolu oluyor.
- Bunun yanında cafe arıyorsanız Mitte’ de bulunan Cafe Oliv’in kahveleri de pastaları da çok güzel. Fiyatlar çok az ortalama üstü. He bide garsonların biraz sevimsiz gibi ( yada bilemedim 🙂
- Barcomi’ nin cheesecakeleri müthiş ( özellikle alma cheesecake i deneyin)
- Son cafe önerim ise Kudamm’ da bulunan Grosz Cafe’ ye mutlaka uğrayın ve şampanya için. ( işletmecisi türk, ayak üstü sohbet edebilirsiniz görünce, sevimli bir adam) 6 metrelik yüksek tavanları ve Alman mimarisinin sade suslemeleri ile bezenmiş duvarlarına hayran kalacaksınız. İçerisi adeta sizi zaman yolculuğuna çıkarıyor. Bu muhtesem yere göre fiyatlar da oldukça uygun. Tatlılarını denemeyi unutmayın!
- Bizim yediğimiz en başarılı yemek ( biraz ayıp olacak ama) Hackescher ‘ deki irish Pub taydı. Nachos ve fish and chips yedik. Guiness ve Killkenny eşliğinde. Resmen Alman ruhuna ihanet 🙂
Berlin’ de en sevdiğim cafe olan The Kunsthaus Tacheles (Art House Tacheles)’ te bulunan, diskosu, kafesi hatta beach’i bulunan zapata cafe renovasyon nedeniyle kapanmış 🙁
BERLİN ’ DE ALIŞVERİŞ VE PARKLAR
Berlin özel olarak üst-baş , şahane tasarımlar alabileceğiniz bir kent olmasa da harika antika pazarları, uluslarararı markalar mevcut. “Kes tıraşı! Nerden ucuz ve Türkiye’de bulunmayan şeyler alabiliriz onu söyle” derseniz öncelikle Forever 21, Zara, H&M (artık bu iki mağaza pek bir anlam ifade etmiyor ama) ve Primark var. Primark özellikle tatil günleri çok ama çok kalabalık. Metrekareye iki insan düşüyor.
Antika Pazarları
Mauerpark Flea Markt, geniş bir alana yayılan, harika ikinci el eşyalar satılan ( Bizim Feriköy’ deki gibi insan kazıklamayan), vintage eşya, kürk, daktilo, plak, fotoğraf makinesi bulabileceğiniz, ayrıca karnınızı doyurmak içinde çeşitli seçeneklerin olduğu güzel bir pazar. Pazar günleri açık oluyor ancak çok erken gitmenizde fayda var nitekim öğleden sonra pek bir değerli eşya veya “fırsattan istifade” alabileceğiniz bir antika kalmıyor.
Tiergarten Flea Market, S-Bahn ile ulaşabileceğiniz(tiergarten tren istasyonu yanında) bu bit pazarı porselen, tabak çanak, küçük objeler, kartposallar bulabileceğiniz güzel bir pazar. Vaktiniz olursa uğrayın.
Kudamm Caddesi
Adı Kurfürstendamm Caddesi’ nin kısaltmasından gelen üzerinde Gedaechtnis Kirche Kilisesi’nin bulunduğu cadde Kudamm; Berlin’ de alışveriş denince akla ilk yer . Bu cadde, yavan bir tavırla benzetmemi istiyorsanız Berlin’ in Nişantaşı’sı veya Bağdat Caddesi. Tasarımcılar, iyi mağazalar ve bunun yanında butik mağazalar bu cadde üzerinde.
Herkesin de tavsiye ettiği gibi KaDeWe mağazasını gezebilirsiniz. Hermes, Valentino, Chanel, LV gibi mağazaları bulabilirsiniz. Ayrıca UrbanOutfitters özlemi çekiyorsanız Berlin’ de Kudamm’ da bir tane var.
Friedrichstrasse
Checkpoint Charlie ve Unter den Linden arasında kalan bu şık, gösterişli caddede Boss, Escada, Galerie Lafayette ‘ e uğrayabilirsiniz. Tursitik noktalara da çok yakın olduğu için günlük bir gezinizde araya sıkıştırabileceğiniz bir cadde. S Bahn ve U -Bahn metro durağında inip bu caddeye ulaşabilirsiniz.
Berlin gezi rehberi yazımızda kısaca, Berlin’ de ne yapılır, nerede kalınır, nerede ne yenir gibi konulara göz attık. Daha sonra Berlin’de gezilecek yerler ve alışveriş hususları etrafında tavsiyeler verdik. Kısacası, Berlin, önyargıları bi tarafa bıraktığımızda sanatsal ve her gün farklı bir yeri gezebileceğiniz çok güzel bir şehir.
Can Marangoz
2 Comments