Datça, Akdeniz ve Ege denizini kesiştiren Muğla’nın bir yarımadası. Methini neredeyse tek şerit kadar dar ve virajlı yolları olduğu şeklinde duymuş olabilirsiniz. Ancak korkmayın, virajlar performansından hiçbir şey kaybetmemiş olsa da yollar daracık değil. Her ne kadar emekli beldesi olarak bilinse de, Datça, gezilecek yerleriyle sizi büyüleyecek bir cennet.
Özel aracınız veya şehirler arası otobüsler haricinde uçak ile Datça’ya gelmek isterseniz iki seçeneğiniz var.
- Biri Dalaman Havaalanı’ndan araba kiralayıp veya Datça Transfer ve Gezinet Datça gibi şirketlerin sağladığı araçlar ile (önceden rezervasyon yaptırmak şartıyla) iki buçuk saat gibi bir sürede Datça’ya ulaşabilirsiniz.
- Bir diğer yolu ise Bodrum Milas Havaalanı’ndan araç kiralamak ve Bodrum-Datça feribotu ile (yine önceden rezervasyon yapmak şartıyla) Datça Körmen limanına üç saate yakın bir sürede inmek.
- Gelmeden önce “My Datça” uygulamasını indirerek toplu taşımadan nöbetçi eczane bilgilerine kadar çoğu şeye güncel olarak ulaşabilirsiniz.
Datça’ya geldiğinizde bulmayı beklememeniz gerekenleri hemen maddeler halinde sıralamamız gerekiyor:
- Alaçatı,
- Bodrum,
- Beach’ler,
- Geniş kapasiteli mekanlar ve çok hızlı hizmet,
- Gece kulüpleri
Muğla’nın diğer tatil beldelerinde rahatça bulunabilen bu özellikler Datça’da yok. Buradaki yerliler balını bademini kendileri toplayıp satar, evlerini dükkanlarını kar amaçsız küçük işletmelere çevirir ve mutlu hizmet verip huzurla ayrılmanızı isterler, büyük şehirden gelen naif yatırımcılar ise burada esnaflaşır, sanatçılar kafa dinleyerek üretmeyi sever… Kısaca burada acele edilmez ve yaşam şöyle akar “Acelen varsa ne işin var Datça’da”! Umarız bu kimliği bir süre daha bozulmadan devam eder.
Başka bir yavaş şehir için aşağıya tık tık;
Datça’da Gezilecek Yerler
İskele Mahallesi (Merkez)
Datça 10 KM tabelasını takip ettiğinizde denize kavuştuğunuz nokta Datça’nın merkezi olarak geçen İskele mahallesidir. Etrafında yeme-içme alternatifleri ile dolu ufak bir limana sahip merkezde, sahil boyu yürüyüş yapabilir ve denize girebilirsiniz.
Zeytinyağı, sabun ve benzeri yerli üretim ürünlere göz atıp hediyelik bal ve badem almak isterseniz Tek şerit ana cadde üzerindeki Özlü Datça ve Datça Köy Ürünleri’ne girebilirsiniz.
Dünyaca ünlü otelin Executive Pastry Chef olarak görev yapmış ödüllü Feray Aydoğdu’nun Tonka Patisserie’si, taze ve günlük tatlıları ile hem göze hem de mideyi bayram ettiriyor.
Liman’a doğru hafif yokuş çıkarken sağ tarafınızda Datça Sandalet’i göreceksiniz. 1965 yılından beri burada eşsiz yeteneğini konuşturan Tufan Türk’ün deri sandaletlerine göz atın. Sıcak bir gülümseme ile marina manzaralı atölyesinde saatlerce üretim yapıyor ve bu yeteneğini aktarabileceği bir şimdilik yok. Ustadan bir terlik almak şart.
Yine aynı yol üzerinde, Datça’nın eskilerinden ve çok zevkli bir dükkân olan Oda Sanat’a uğrayıp özel tasarım ipek işi şal ve elbiselere, Türk üreticilerden takılar ve seramiklere göz atabilirsiniz. Uyum içindeki vitrini ve sepetli bisiklet zaten sizi oraya çekecektir.
Yorulduysanız Sardunya Cakes’e oturun ve Sema Dadaş ve ekibinin elinden çıkan leziz tatlı ve kahvenin tadını çıkarın. Önerimiz Paris-Brest, tiramisu ve kocaman bezeler çünkü bunları yemekten diğer güzelliklere şans veremiyoruz.
Datça’nın ilk üçüncü nesil kahvecisi Sade Datça, PTT’nin yanından girdikten 100 metre sonra sağda minik ve sevimli bir biçimde bekliyor olacak. Hafif şeyler yemek isterseniz ve eğer erken saatlerde tükenmemişse bowl ve salataları tercih edebilirsiniz. İçecek olarak bizim adımıza bir Sparkling Ice Americano sipariş edin. Kışın atölyeler de yapılıyor.
Eski Datça
Yarımadanın ilk mahallelerinden biri olan ve Datça’da gezilecek yerlerin en güzeli olan Eski Datça, çoğu yıkılmış olsa da tarihi taş evlerin görülebileceği, dar sokakları ve Can Yücel Evi ile meşhur Datça köyü. Taş evler arasından dar sokaklar boyunca yarım saat kadar yürüyün. Favori instagram köşelerini göreceksiniz.
Köyün girişindeki Orhan’ın Yeri, Can Yücel’in son şarabını içtiği yer olarak biliniyor. Onun için buraya özel bir masa ayrılmış ve burada şiirleri ile birlikte o son şişe sergileniyor. Bademli Datça Gazozu ve Bademli Kahveyi burada içebilirsiniz.
Kahveden çıktıktan sonra hemen solda Atelye Takı’yı göreceksiniz. Tam 10 yıldır Eski Datça’da takı tasarımı yapan Buket ve Turgay Köksalar hem Datça için tasarladıkları Bal-Balık-Badem hikayesi ev süsleri ve hediyelik eşyaları hem de dünyanın farklı bölgelerine yaptıkları seyahatlerden esinlenerek tasarladıkları takıları hoş sohbet sergiliyorlar.
Taş sokaklara doğru devam ettiğinizde Caria Silk Datça karşınıza çıkacak. Bölgedeki ipek işçiliğini ısrarla sürdürüp, dernekleri ile desteklemeye devam eden dükkânın sahipleri eski bir taş evde yerlilerin ürettiği ipek işçiliği ve özel gümüş takıları satıyorlar. Datça ipekçiliği hakkında sohbet edebilirsiniz.
Can Yücel Sokak’tan girdiğinizde solun sonunda kendisinin yaşadığı evi sadece dışarıdan görebilirsiniz. Her yıl anma gününde kütüphanesi açılır ve özel etkinlikler yapılırdı ancak birkaç yıl önce mezarının parçalanmasından sonra aile bu etkinliği yapmama kararı aldı.
Dinlenmek ve bir şeyler yiyip içmek için birçok mekân mevcut. Kahvaltı için Mehtap Cafe Kahvaltı veya Artolive ‘e gelebilirsiniz. Akşam üstü Datça sofrası’nda bademli köfte yedikten sonra, tatlı ve kahve için Agapi Cafe & bistro ve Nil Cafe’ye gidebilirsiniz. Akşam bir şeyler içelim derseniz de adres şarap için J’ale Winecellar, kokteyller için Jackie’O.
Reşadiye Köyü
Henüz Eski Datça kadar turistik olmamış, köy yaşamının halen sürdüğü bir diğer mahalle olan Reşadiye’de işte o eski ama yaşamın halen sürdürüldüğü taş evleri görebilmek mümkün. Meydanındaki köy kahvehanesine uğrayabilirsiniz. Köy halen doğallığını koruduğu için köylülerin kapısını çalıp bu doğallığa misafir olabilirsiniz. O kadar misafirperverler ki, hayır diyeni görmedik.
Not: Reşadiye’den çıkıp Marmaris’e doğru sahil şeridini takip ederseniz birçok sörf tatil köyü göreceksiniz. Reşadiye bölgesinde tepeden esen rüzgarlar Gereme koyu ve etrafını çok değerli bir sörf merkezi haline getirdi.
Hızırşah Köyü ve Taksiarhon Kilisesi
Datça’da gezilecek yerlerden, bir diğer eski mahalle Hızırşah, doğal dokusunu kaybetmemiş yerleşim yerlerinden biri. Eski bir Rum Ortodoks Kilisesi olan Taksiarhon Kilisesi şimdilerde yıl boyu kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. İpek işlemeciliğinin yapıldığı birçok haneye de ev sahipliği yapıyor.
Knidos
Milattan önce 4. Yüzyılda bir liman kenti olarak kullanılan Knidos tarihte bir astronomi ve sanat ve tıp bilimleri merkezi olarak önemli bir yere sahip. Sadece kısa bir süre önce anıtlar kurulunca müze haline getirilen Knidos Antik Kenti’nin ilk misafirleri Karyalılar’mış. Zamanla ticari konumu sebebi ile işgaller sonucu Yunanlılara geçmiş.
1800’lerden itibaren İngiliz arkeologlar tarafından yapılan kazılar burada devasa bir Afrodit heykeli olduğunu göstermiş ve çoğu kalıntı da resmi izinlerle British Museum’a götürülmüş. Halen İngiltere’deki müzede sergilenen bir diğer eser ise dev mermer Aslan. Figürün bizde kalan kısmı ise parçalar halinde ve UKKSA tarafından toparlanması sağlanmaya çalışılıyor. İki adet toplamda 20,000 kişilik dev antik tiyatro ve bir güneş saati diğer önemli kalıntılardan.
Akdeniz ile Ege’ye aynı anda bakabileceğiniz bir liman kenti olarak kullanılmış Knidos, yarımadanın en uç noktası. Merkezden toplu taşıma ile günde birkaç sefer var. Yol uzun ve virajlı olduğundan 1 saatten fazla sürebilir. Antik kente müze kart veya 14TL karşılığı girebilirsiniz. 18:00’a kadar gişeden giriş yaparsanız uçtaki Knidos Fenerine yürüyerek (yaklaşık 1 saat) Ege ile Akdeniz’in birleştiği noktada, gün batımını yakalayabilirsiniz. Ziyaret bilgileriyle ilgili ayrıntılı bilgi için şuraya tıklayın.
UKKSA
Bizim Datça’da gezilecek yerler listemizin başlarında yer alıyor UKKSA. Yakaköy’deki Knidos Akademi bir sanat kampıdır ve çağrılı veya yıllık sanat etkinlikleri gerçekleştirilmektedir. Antik kente dair tarihi araştırmaları burada halen sürüyor.
Knidos hakkında yazarken bahsettiğimiz mermer aslanın geri alınması için yapılması gerekenler ve burada kalan parçaların nasıl korunması gerektiğine dair konferanslar Prof. Dr. Ertekin Doksanaltı tarafından yürütülmektedir. Aracınızla Knidos’a doğru giderken Akademi’ye uğrayıp seramik eserler satın alabilir, içinde bulunan kafede oturabilirsiniz.
Yel Değirmenleri
Kızlan mevkiinde yer alan bu değirmenler yaklaşık 50 yıl öncesine kadar aktifti. Şimdilerde hummalı bir yenilenme içine girilmiş olduğu görülüyor. Henüz bir düzenleme yapılmadığından gezebilirsiniz.
Datça’da Nereden Denize Girilir
Kargı Koyu
Burası merkeze 4 KM uzaklıkta, Datça merkezden minibüslerle de ulaşılabilecek koylardan biri. Sadece birkaç yıl öncesine kadar özerk plajlara sahipken son zamanlarda özel tesislerin geliştiğini görüyoruz. Doğal yapısının bozulmamasını dilediğimiz Datça güzelliklerinden biri.
Kumluk Plajı
Datça merkezde ve yarımadanın ender kum plajlarından biri olan Kumluk’ta gündüz halk plajı olarak denize girilebiliyor. Akşam üzerine doğru sahil restoranları masalarını attıktan sonra yemek yiyecek yerler ortaya çıkmaya başlıyor.
Palamutbükü
Artık Datça’nın en sevilen/bilinen bükü burası desek yanlış olmaz. Son 5 yıldır tesis sayısında talep doğrultusunda hızlı bir artış olsa da yığılma bükün genişliğinden ötürü çok göze çarpmıyor. Bayram gibi resmî tatillerde kalabalığın çok rahatsız ettiğini de görüntülüyoruz.
Palamutbükü’ne giderken sahil şeridini takip ederseniz sırasıyla Domuz Çukuru, Akvaryum koyu, Hayıtbükü, Mesudiye, Kızılbük-Gabaklar ve Ovabükü geliyor. Bu büklerin ve koyların neredeyse her birinde tesis mevcut ama siz yine de hazırlıklı gidin! Yol kenarındaki irili ufaklı bükleri görüp “bi’ dalıp-çıkalım” diyebilirsiniz. Bu yolculuk Palamutbükü’ne kadar 45 dakika sürebiliyor çünkü yol birazcık virajlı ve tek şerit.
Aktur
Datça’ya gelmeden virajların düzlüğe çıktığı ve asfaltın da güzelleştiği yerden itibaren Aktur’a yaklaştığınızı anlayabilirsiniz. Burası devre mülk olarak kullanılmakta ancak dışarıdan giriş serbest ve bir de kamp alanı mevcut. Hak vermek gerekir ki, Datça’nın özel sularına sahip koylar burada bir arada.
Perili Köşk
Marmaris- Datça yolu üzerinde bulunur. Tesis yok o yüzden gölge isterseniz yanınızda mutlaka şemsiye götürün. Çoğu zaman rüzgarlı ve dalgalı olduğunu da hatırlatalım. Karşıdaki adaya yürüyerek geçildiği söyleniyor. Biz 4-5 kez gitmemize rağmen bunu yapmış değiliz o yüzden “söyleniyor” diye konuyu kapatıyorum.
Tekne ile ulaşılabilecek, tesissiz ve ıssız sahiller
- Armutlusu,
- Sarıliman,
- Lindos,
- Hurmalıbük,
- Karaali Bük,
- Gökliman bükü,
- Batır bük,
- Madan Adası Koyu,
- Murdala
Eğer Datça’dan bir yunan adasına geçmek isterseniz de size aşağıdaki yazıyı önerebilirim;
Datça’da gezilecek yerler yazımızın sonuna geldik. eğer bir sorunuz veya öneriniz varsa, aşağıda yorumlar kısmına bırakabilirsiniz.
1 Comment