İstanbul Prens Adaları Gezi Rehberi

İstanbul’dan günübirlik kaçmak isteyenlerin aklına gelen ilk duraklardan olan adalar, doğası, tarihi, sokaklarını saran rengarenk çiçekleri, plajları ve enfes deniz ürünleriyle, İstanbul’dan çok uzaklaşmadan şehir dışına çıkmış hissi yaşamak isteyenler için süper bir seçenek.

İstanbul’un gözbebeği olan adaların Büyükada, Heybeliada, Burgazada, Kınalıada ve Sedef Adası olmak üzere sadece 5’inde yerleşim yeri bulunuyor. Biz de sizler için yemesinden içmesine, ziyaret edilmesi gereken yerlerinden plajına kadar her detayıyla Prens Adaları Gezi Rehberi hazırladık. Gelin beraber göz atalım!

Adalara nasıl gidilir?

Prens adaları olarak da bilinen İstanbul Adaları’nın isim hikayesi Roma İmparatorluğu’na dayanıyor. O dönemde imparatorların, imparatoriçelerin ve özellikle de prenslerin sürgün için bu adalara gönderilmesiyle adalar, artık Prens Adaları olarak bilinmeye başlıyor. Hayal kırıklığına uğradığınızı biliyoruz, biz de arkasında daha sevimli bir hikâye yattığını hayal etmiştik.

Gelelim adalara nasıl gideceğinize… Avrupa Yakası’ndan Kabataş, Eminönü ve Karaköy; Anadolu Yakası’ndan Kadıköy, Kartal ve Bostancı iskelelerinden kalkan vapur ya da feribotlarla adalara gidebilirsiniz.

O zaman ilk adamızla başlayalım!

1. Büyükada

İstanbul’a en uzak mesafede olan Büyükada, aynı zamanda adalar içinde en büyük ve en popüler olanı diyebiliriz. Hafta sonları diğer çoğu yer gibi ekstra kalabalık olan adaya hafta içi gittiğinizde daha çok keyif alacağınız kesin.

Adayı bisikletle keşfedin

Büyükada’ya gitmeden önce adanın çoğu yerinin yokuş olduğunu ve gezerken biraz yorulacağınızı aklınızda bulundurmanızda fayda var. Eğer yürüme taraftarı değilseniz iskele yakınlarındaki bisikletçilerden günlük ya da saatlik bisiklet kiralayabilirsiniz. Alternatif olarak ada içinde ulaşım sağlayan ufak minibüsleri ve elektrikli araçları tercih edebilirsiniz. Bildiğiniz üzere artık atlı faytonlar kullanılmıyor ve atlar özgür! 

Eğer bisiklet kiralayacak olursanız;

• Mutlaka adanın ormanlık tarafını gezin, dünyanın en büyük ahşap binası olduğu iddia edilen Tarihi Rum Yetimhanesi’ni görün. Adalar Müzesi ve Reşat Nuri Güntekin Evi’ni ziyaret edin.
• Adanın begonvillerle donatılmış sokaklarında turlayın ve tarihi köşklerin önünde hatıra fotoğrafı çektirin.
• Adanın yangın kulesi olan Adakule’ye çıkın ve adanın nefis manzarasını izleyin.
• Piknik yapmak için yer ararsanız da Dilburnu Tabiat Parkı’na gidebilirsiniz.
  
• Günün en güzel battığı yer: Aya Yorgi Tepesi

Büyükada’nın sembollerinden biri olan ve adını aldığı Aya Yorgi Kilisesi’ne de ev sahipliği yapan tepeye ulaşmak için yokuş tırmanmanız gerektiğini ve belirli bir noktadan sonra yola bisikletle devam edemeyeceğinizi de söyleyelim. Efsaneye göre bu yokuşu konuşmadan ve çıplak ayakla tırmanmanız gerekiyor. Eğer kilisede dilediğiniz dileğiniz gerçekleşirse de kiliseden aldığınız anahtar ve çanı geri getirip iade ediyorsunuz. Bu arada, kilisenin saat 16’da ziyarete kapandığını belirtelim ki yokuşu tırmandıktan sonra hayal kırıklığına uğramayın.

Dönüşte tepedeki Yücetepe Kır Gazinosu’nda dinlenip, sucuk ekmek yiyebileceğiniz gibi Lunapark Meydanı’nda bulunan Lunapark Restoran’a da gidebilirsiniz. Ayrıca sabah kahvaltısı için de gelebileceğiniz restoranın serpme kahvaltısı da çok doyurucu ve uygun fiyatlı.

Gelmişken denize de gireyim derseniz…

Adada birçok plaj var, plajların bazıları yürüme mesafesinde ancak bazılarına da küçük tekneler aracılığıyla gidebiliyorsunuz. En gözde plajlar ise şöyle;

• Nakibey Plajı
• Saklı cennet Prenses Koyu Plajı
• İskele meydanına en yakın plaj olan Blue Beach 

Bunları yemeden dönmeyin!

• Adaya ayak bastığınız ilk andan itibaren muazzam büyüklükteki çikolatalı ya da şekerlemeli külahlarla dondurma yiyen insanları görebilirsiniz. Siz de hemen onların arasına katılmak isterseniz Roma Dondurma, Mio Amore ya da Prinkipo Dondurma & Cafe’ye uğrayabilirsiniz!
• Sahilde bulunan restoranlardan birinde rakı-balık yapmayı da sakın atlamayın. Adada balık için en beğenilen adreslerden üçü: Secret Garden, Milto ve Milano Restaurant.
• Kapanışı da Tarihi Büyükada Pastanesi’nde kremalı milföy böreği ile yapabilirsiniz.

Büyükada’da kalınacak yerler

Büyükada’da kalmak için oteller, pansiyonlar ve butik oteller bulunuyor. Bunun yanı sıra Airbnb’den de ev kiralayabilirsiniz.

Adanın en eski ve en bilinen otelleri olan

• Sergüzeşt Otel,
• Ada Palas Butik Otel,
• Anastasia Meziki Otel
• Splendid Palas’ta kalabilirsiniz.

Daha uygun fiyatlı bir konaklama için de pansiyonları tercih edebilirsiniz. En yüksek puana sahip olan pansiyonlardan bazıları: Pembe Ev Pansiyon, İris Pansiyon ve Palmiye Pansiyon.

2. Heybeliada

Büyükada’ya kıyasla nispeten daha sakin olan Heybeliada, İstanbul’un kaosundan kaçıp deniz ve doğanın kucağında dinlenmek isteyenler için ideal!

Heybeliada tarihine bir yolculuk yapın

Yere bırakılmış bir heybeyi andırmasından dolayı bu ismi alan Heybeliada, tarih boyunca birçok kültüre ev sahipliği yapmış. Bu nedenle adada gezerken Rum ve Türk esintileri hissedeceğiniz bir zaman yolculuğuna çıkmış gibi olacaksınız.

• Bahsedeceğimiz ilk yer, vapur iskeleye yaklaşırken gözünüze ilk çarpacak yapı olan ve görkemli binasıyla insanı kendine hayran bırakan Deniz Lisesi. 1773 yılında kurulan lise, 2016 yılında dek yabancı dil ağırlıklı bir askeri lise statüsündeydi. Şu anda sadece ziyarete açık.
• Adada bulunan bir diğer ihtişamlı yapı ise Ümit Tepesi’nde bulunan Heybeliada Rum Ortodoks Ruhban Okulu. 9. yy’da dini eğitim verme amacıyla kurulan okul, 1971 yılında kapatılmış ancak şu anda çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
• Bunların dışında adada bulunan birçok kilise ve manastırı da zamanınız yettiğince gezmenizi öneriyoruz. Aralarında en önemlileri ise Aya Yorgi Manastırı, Beeth Yaakov Sinagogu ve Aya Nikola Rum Ortodoks Kilisesi.
  

Adanın koylarında denize girmenin keyfi bir başka!

Heybeliada, Marmara Denizi’nde yüzmekten çekinenlerin dahi gönül rahatlığıyla yüzebileceği berraklıkta koylara sahip.

• Alman Koyu, adanın en temiz ve en sevilen koyu olarak biliniyor. Koya gitmek için zahmetli yollara katlanmanız gerekecek ancak buna kesinlikle değer! Çünkü cam gibi denizi ve yemyeşil ağaçlarından o kadar etkileneceksiniz burayı keşke daha önce keşfetseydim diyeceksiniz. Koya giriş ücretsiz ancak şemsiye-şezlong kiralamak ücretli.
• Akvaryum Koyu ise merkeze yakın olduğu için daha çok tercih ediliyor. Koyun güzelliğinin yanı sıra burada satılan midyelerin de ekstra lezzetli olduğu söyleniyor. 
• En çok tercih edilen ve sevilen plajların başında ise Ada Beach Club geliyor.
  

Heybeli’nin kendine has lezzetlerini tadın

Heybeliada’da ne yiyelim içelim, neleri deneyelim diye merak edenler için güzel önerilerimiz var!

• Diğer adalarda olduğu gibi Heybeliada’da da balık yemek âdettendir. Bunun dışında adanın en meşhur lezzetleri arasında olan fava, zeytinyağlı enginar, karides salatası veya balık çorbası da şans verebilirsiniz.
• Adadaki en iyi restoranlardan birkaç isim vermek gerekirse Heyamola, Farklı Bi yer ve Mavi Restaurant’ı önerebiliriz.
• Son olarak hem adanın yerelleri hem de ziyaretçiler tarafından çokça sevilen Luz Cafe, şirin bir kafe olmanın yanı sıra nostaljik eşyalar da satan bir dükkân aynı zamanda. Kafenin ünlü limonlu kekini denedikten sonra içeriye de göz atmayı unutmayın!

Not: Luz Cafe’nin karşısında kalan Heybeli Sahaf’ı da bir gezelim derseniz, kitapları incelerken zamanın nasıl geçtiğini fark edemeyebilirsiniz.

Heybeliada’da konaklama seçenekleri

Kalacak yer konusunda Büyükada’dan daha az seçeneğe sahip olan Heybeliada’da en beğenilen 3 otel;

• Perili Köşk,
• L’sola Guesthouse,
• Kuleli Köşk

3- Burgazada

İstanbul prens adaları gezi rehberinde belki en sevdiğimiz adaya geldik. Burgazada’nın özellikle Büyükada kadar renkli ve hareketli olmaması kimisi için tercih sebebiyken kimisine de sıkıcı gelebilir. Ancak kesin olan bir şey var ki Burgazada, dinginliği ile Prens Adaları içinde en huzur verici olanı.

Burgazada’yı Sait Faik öyküleriyle gezin

Türk edebiyatının önemli ismi Sait Faik, çocukluk yıllarında ailesiyle beraber yazları Burgazada’da kalır. Daha sonra kendisi de buradan bir köşk alan yazarın öykülerinin çoğu da adada geçer. 1945 yılında hastalanmasıyla günlerinin çoğunda adada kalan Abasıyanık’ın vefatının ardından Çayır Sokak’ta bulunan evi müzeye çevrilir ve vasiyeti üzerine girişi ücretsiz olur. Müzede Sait Faik’in eşyalarını, fotoğraflarını, mektuplarını ve ona ait birçok hatırasını inceleyebilir, onun yaşam yolculuğuna şahit olabilirsiniz.

Adanın dini yapılarını ziyaret edin

Eski tarihlerden beri çok kültürlü yerleşim yerleri olan Prens Adaları’nın farklı dinlere mensup sakinlerinin olması, birbirinden ilginç mimarisi ve tarihiyle birçok kilise, cami, manastır ve sinagogun ada topraklarına inşa edilmesine sebep olmuş. Burgazada’da bulunanlara kısaca göz atacak olursak;

• Burgazada Camii, 1954 yılında İstanbul’un Fethinin 500. Yılının anısına yaptırılmış ve sekizgen yapısı ile adada hemen dikkat çeken yapılardan.
• İçinde 11 basamakla inilen bir zindan bulunan Aya Yani Kilisesi’ne iddiaya göre Methodius isimli bir papaz mahkûm edilir ve ardından bu zindanın üstüne yapılan kiliseye papaz olarak atanır. Özgün bir mimarisi olan kilise, Takımağa Meydanı Sokak’ta bulunuyor.
• Köklü bir geçmişe sahip olan Aya Yorgi Garibi Manastırı, 1728’de kurulmasının ardından bir yangın yüzünden zarar görmüş ve 1879’da restore edilmiş. Manastır ziyaretçiler için Pazartesi ve Cuma hariç her gün açık.
• Adanın mükemmel manzarasını izleyebileceğiniz Bayrak Tepe’de bulunan Hristos Manastırı ise adadaki bir diğer önemli ibadethane. Her yıl özellikle 6 Ağustos’ta Ortodokslar tarafından ziyaret edilmekte.
  

Yüzmek için yer arayanları böyle alalım….

Burgazada’nın maviliklerinde serinlemek isteyenler için önerebileceğimiz plajlar ve koylar şu şekilde;

• Adaya geldiğiniz gibi kendinizi suya atmak istiyorsanız iskeleye en yakın plaj olan Burgazada Halk Plajı’nı tercih edebilirsiniz. 
• İkinci seçenek, adını yılın her ayı denize girdiği söylenen ve ada halkı tarafından çok sevilen Madam Martha’dan alan Madam Martha Koyu. Adanın denize girilebilecek en güzel yerlerden biri olan koyun iskeleye uzaklığı yaklaşık 20 dakika. 
• Madam Martha’nın yakınlarında olan Mimi Koy da başka bir alternatif.
  

Burgazada’da ne yenir derseniz…

Bu kadar yer gezdik, yüzdük şimdi sıraya yemeğe geldi “Burgazada’da ne yiyelim?” dediğinizi duyar gibiyiz. İşte sizi asla pişman etmeyecek öneriler…

• Öncelikle Burgazada’nın meşhur çilekli-muzlu milföy pastasını Ergün Pastanesi’nde yemeden dönerseniz size çok kırılırız, onu bir söyleyelim! Ayrıca pastanenin kahvaltısı da çok övülüyor.
• Kahvenizi yudumlayıp ufak bir şeyler atıştırmak istiyorsanız da Four Letter Word Coffee’ye uğrayabilirsiniz.
• Adanın en iyi dondurmacısı olan Dondurmacı Yunus’ta ağzınıza layık lezzetler bulacağınızdan da hiç şüphemiz yok!
  
• Adada gün batımına karşı rakı-balık keyfi yapmak isterseniz de Kalpazankaya‘yı tercih edebilirsiniz.

Burgazada’da nerede kalınır?

Burgazada’da ziyaretçilerinden yüksek puan alan konaklama yerleri arasında

• Pyrgos Otel,
• Villa Andrea
• Villa Mimosa bulunuyor.

4. Kınalıada

Kınalıada, Prens Adaları içinde Sedef Adası’ndan sonra en küçük olan ada. Bu da demek oluyor ki adanın tamamını yürüyerek gezebilme özgürlüğüne sahipsiniz! Denizinin diğer adalardan daha güzel ve temiz olduğu söylenen Kınalıada, özellikle günübirlik deniz sefası yapmak isteyenlerin uğrak noktası.

Kınalıada Plajları

Sakinliği ile bilinen Kınalıada’nın plajları, denize girmek için gayet elverişli ve rahat. Adadaki plajlar için bilmeniz gereken bilgiler ise şöyle;

• Bir aile plajı olan Kumluk Plajı’na yürüyerek ya da iskeleden kalkan teknelerle ulaşabiliyorsunuz. Adanın en sevilen plajlarından biri olan Kumluk Plajı’nda deniz oldukça sığ ve taşlı. 
• Gayet temiz bir plaja sahip olan Kamo’s Beach Club, Manastır Koyu’nda bulunuyor ve 100 metrelik bir kumsala sahip. Buna ek olarak, plajın içinde ayrıca yüzme havuzu da var. 
• Plajının içinde restoran da bulunan Teos Beach’e gidenler de hem denizden hem de tesisin hizmetinden memnun kaldıklarını belirtiyorlar. Ayrıca iskeleye de yürüme mesafesinde.

Kızıl topraklarıyla bir sürgün adası

Toprağının kızılımtırak renginden ötürü Türkçe’de günümüzdeki adını alan Kınalıada, dediğimiz gibi küçük bir ada olduğundan insana çok fazla alternatif sunmuyor. Ancak yine de görmeye değer yerler bulunuyor.

• Ada manzarasını izlemek için en harika nokta olan Manastır Tepesi’nde bulunan Dönüşüm Manastırı ya da diğer adıyla Hristos Manastırı, Romen Diyojen’in hayatının sonuna dek sürgüne gönderildiği yer. Ayrıca adada bulunan üç manastırdan günümüze kalan tek manastır olma özelliğine sahip.
• Prens Adaları’ndaki tek Ermeni Kilisesi ise Ermeni nüfusun yoğun olduğu Kınalıada’da bulunuyor. 1856 yılında kurulan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi, 1988’de restore edilerek yeniden ibadete açılmış.
• Üçgen tavanı ve ilginç mimarisiyle görenleri hayrete düşüren Kınalıada Camii de 1956 yılında inşa edilmiş. Minaresi olmayan cami ibadete 1963 yılında açılmış.

Kınalıada’da yeme-içme

Son olarak, Kınalıada’da yeme-içme için tercih edebileceğiniz mekanlardan bahsedelim.

• Sabah kahvaltısı yapmak adadaki en iyi adres olduğu söylenen Bahar Pastanesi’nin tatlıları da ayrıca çok övülüyor.
• Mimoza ve Jash Istanbul Restaurant ise deniz mahsulleri yemek isteyenlerin tercih ettiği mekânlar arasında bulunuyor. Mimoza’nın en sevilen lezzetleri pancar turşusu, Ermeni pilakisi ve deniz börülcesi.
• Kınalı’da dondurma yemek içinse adanın meşhur dondurmacısı Yeşil Dondurma’yı tercih edilebilir.
  

Kınalıada’da kalacak yerler

Kalacak yer sayısı sınırlı olan Kınalıada’nın tek oteli Kınalıada Butik Otel, bunun haricinde adada pansiyon olarak Hababam Pansiyon ve Mine Pansiyon bulunuyor.

5. Sedefadası

İstanbul Prens Adaları gezi rehberinde alternatif bir son. Yerleşim yeri bulunan adaların sonuncusu Sedefadası’na ulaşım Büyükada’dan aktarmalı olarak daha kolay. Adanın yarısından fazlası özel mülk ve bu nedenle gezebileceğiniz yer sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Prens Adaları’nın en küçüğü olan Sedefadası için önerilerimiz şu şekilde;

Huzurlu bir şekilde denize girmek isterseniz;

Adada denize girebileceğiniz üç plaj bulunuyor. Temiz bir denize sahip olduğu belirtilen Sedefadası diğer adalar gibi ziyaretçi akınına uğramadığı için plajları da gayet sakin. Plajlar şu şekilde:

• Adanın en popüler plajı Elio Sedef, iskelenin hemen yanında bulunuyor. Tesisin orman içinde bulunan locaları ve büyük bir restoranı da var. 
• Eskiden Club Ada Sedef olarak bilinen Sedef Liya’nın da atmosferi de gayet hoş. 
• Daha uygun fiyatlı bir plaj arayanlar içinse önerimiz Sedef Adası Plajı. Restoranı ve çocuklar için su kaydırağı da mevcut.

Sedef Adası’nda yeme-içme için ne yazık ki önerilebilecek çok fazla yer yok. Seçenekler Elio Sedef ve Sedef Liya’nın restoranları ile sınırlı. Yine konaklama için de Büyükada’da kalıp günübirlik olarak Sedefadası’na gelmek en mantıklısı.

Aşağıdaki yazılarımız da ilginizi çekebilir;

İstanbul’un En İyi Kahvecileri

İstanbul’a Yakın Gezilecek Yerler

İstanbul Prens Adaları Gezi Rehberi yazımızın sonuna geldik. İşinize yarayacak tavsiyeler verdiysek ne mutlu bize! Eğer aklınıza takılan bir şey olursa aşağıya yorum yazabilir ya da FilGezi Instagram hesabından bize ulaşabilirsiniz.