İstanbul, binlerce yıllık geçmişiyle imparatorluklara başkentlik yapmış, yüzlerce yıl dünyanın yönetim merkezi olmuş tarihin en kadim şehridir. Bu şehri bir müze kart bir de rahat sırt çantasıyla alt üst ederek gezmek mümkün. İstanbul, Doğu ve Batıyı keskin bir çizgiyle ayırıyormuş gibi görünse de aslında Doğu ve Batının sıkı sıkı kucaklaştığı kadim bir şehirdir.
Istanbul’da gezebileceğiniz saraylar tam olarak bahsettiğimiz kucaklaşmayı yakından gösteren tarihin en ihtişamlı tanıkları olarak görebiliriz. Bu yazımızda Istanbul saraylarını yakından inceleyerek doğu ve batının nasıl da sarmaş dolaş kucaklaştığını yakından inceleyerek hem Osmanlı hem de Doğu Roma tarihi hakkında yeni yeni bilgiler edineceğiz. Hazırsak İstanbul’u keşfedeceğimiz, şehrin farklı yanlarını yeniden tanışacağımız yazımıza başlıyoruz!
Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı sanıldığının aksine İstanbul’un fethinden hemen sonra inşa edilmemiştir. Fatih Sultan Mehmet 1453 yılında İstanbul’u fethettikten sonra bugün İstanbul Üniversitesi merkez kampüsünün yer aldığı bölgeye bir saray inşa eder ve Osmanlı Devleti yönetim kadrosu o saraya yerleşir. Ancak devletin ve buna bağlı olarak da saray erkanının giderek büyümesiyle yeni bir saraya ihtiyaç duyulur.
1470-1478 yılları arasında inşa edilen Topkapı Sarayı, açıldığı günden itibaren ihtiyaca göre yeni yapıların eklenmesiyle günümüze kadar ulaşır. Bu yüzden Topkapı Sarayı’nda hem klasik dönem Osmanlı mimarisini hem de barok-rokoko gibi Avrupa mimari akımlarını yakından inceleyebilirsiniz.
Topkapı Sarayı, Birun, Enderun ve Harem olmak üzere üç bölümden oluşur. Birun, devletin yönetim merkeziydi. Divan-ı Hümayun ve Matbah-ı Amire bulunduğu birimdir. Enderun Avlusunda ise Arz Odası, Kutsal Emanetler ve Osmanlı İmparatorluğunun en önemli eğitim merkezi olan Enderun isimli okul yer alır.
Harem ‘de ise padişahın kendisi, kızları, annesi, eşi ve cariyeleri yaşamaktaydı ve Harem’e girişler yasaktı. Hiç kimse Harem’e özel izin almadan girmesi mümkün değildi. Enderun Avlusunda eğitim gören erkek öğrenciler gibi Harem’de de kadınlar eğitim görmekteydi. Saray kadınları genellikle önemli ölçüde okur-yazarlık ve diğer bilimlerle ilgili eğitimler aldığı bilinir.
Saray tek başına tüm devlet erkanını barındıran kocaman bir yapılar topluluğudur. Ve devletin büyümesi ile doğru orantılı büyümekteydi. 1478 yılından Dolmabahçe Sarayı’nın inşa edildiği 1856 yılına kadar devletin yönetim merkezi Topkapı Sarayı olmuştur.
Topkapı Sarayı Giriş Ücreti
Milli Saraylar Daire Başkanlığına bağlı olan Topkapı Sarayı’na müze kart ile ücretsiz giriş yapılabilir. 18 yaşını doldurmayan öğrencilerin ücretsiz ziyaret edebileceği Topkapı Sarayı’na tam giriş ücreti ise 150 TL olup öğrenci giriş ücretleri 50 TL’dir. Harem giriş ücreti ise 80 TL’dir.
Topkapı Sarayı Giriş Saatleri
Topkapı Sarayı salı günleri kapalıdır. Haftanın diğer günleri ise saat 09.00-18.00 saatleri arası ziyaret edilebilir.
Dolmabahçe Sarayı
Gaziantep Gezi Notlarına Buradan Ulaşabilirsiniz…
Boğaza nakış gibi işlenen Dolmabahçe Sarayı, 400 yıl Osmanlı Devletinin yönetim merkezi olan Topkapı Sarayından sonra devlet erkanına ev sahipliği yapar. Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğunun klasik mimari üslubuna oldukça karakteristik bir örnek iken Dolmabahçe Sarayı da batılılaşma anlamında önemli bir temsilcidir. Avrupa’nın görkemli mimari üslubuyla inşa edilir. Dolmabahçe Sarayı, Osmanlı İmparatorluğunun en önemli ailelerinden olan Ermeni kökenli Balyan Ailesi tarafından 1843-1855 yılları arasında yapılır.
Dolmabahçe Sarayı, her ne kadar batılı tarzda inşa edilse de Osmanlı’nın geleneksel devlet ve aile şekline bağlı kalınır. Dolmabahçe Sarayı da tıpkı Topkapı Sarayı gibi 3 bölümden meydana gelir. Bu bölümler şöyledir, Mabeyn-i Hümayun, devlet yönetiminin gerçekleştiği bölümdür. Harem-i Hümayun, yalnızca padişahın ve ailesinin girebildiği özel alanadır. Muayede Salonu ise bayramlaşmaların ve elçilerin ağırlandığı sarayın en büyük gösterişli salonudur.
Osmanlı padişahı ve yönetimi 1856 yılında Dolmabahçe Sarayına taşınır ve Osmanlı yıkılıp Cumhuriyet kuruluncaya kadar devlet bu saraydan yönetilir. Osmanlı son dönemlerine tanıklık eden Dolmabahçe Sarayı Kabataş-Beşiktaş arasında yer alır.
Dolmabahçe Sarayı Giriş Ücretleri
Milli Saraylar Daire Başkanlığına bağlı olan Dolmabahçe Sarayı, müze kart ile ücretsiz ziyaret edilebilir. Müze kartı olmayanlar için ise Selamlık+Harem+Resim Müzesi giriş ücreti 140 TL’dir. Öğrenci bilet ücreti ise 50 TL’dir.
Dolmabahçe Sarayı Giriş Saatleri
Dolmabahçe Sarayı Pazartesi günleri kapalıdır. Haftanın geri kalan günlerinde ise 09.00-17:30 saatlerinde ziyarete açıktır.
Beylerbeyi Sarayı
Osmanlı Devletinin yazlık sarayı, Beylerbeyi Sarayı… Istanbul sarayları arasında en güzel manzara sahip saray denebilir. Boğaziçi Köprüsünün tam altında yer alan Beylerbeyi Sarayı, klasik Osmanlı mimari üslubundan uzak, Avrupa mimarisi ile inşa edilir ve çok gösterişlidir. 1863 yılında Abdülaziz tarafından Mimar Balyan Ailesine yaptırılan saray daha çok yabancı elçiler ağırlamak için kullanılır.
Beylerbeyi Sarayı, Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph, Fransız İmparatoriçesi Eugénie, Karadağ Prensi Nikola ve Alman İmparatoru II. Wilhelm gibi önemli devlet büyüklerini ağırlamıştır. Ayrıca II. Abdülhamit ömrünün son yıllarını Beylerbeyi Sarayında geçirip 1918 yılında Beylerbeyi Sarayında vefat etmiştir.
Beylerbeyi Sarayı Giriş Ücreti
Milli Saraylar Daire Başkanlığına bağlı olan Beylerbeyi Sarayı, müze kart ile ücretsiz ziyaret edilebilir. Müze kartı olmayanlar için ücret tarifesi tam 50 TL, öğrenci 25 TL’dir. Beylerbeyi Sarayı Pazartesi günleri kapalıdır. Haftanın diğer günleri ise 09.00-17.30 saatleri arasında hizmet vermektedir.
İstanbul’da Gezilecek Yerler Listesine Buradan Ulaşabilirsiniz…
Yıldız Sarayı
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarına tanıklık eden Yıldız Sarayı, daha çok Sultan II. Abdülhamit’in ikamet ettiği saraydır. Abdülhamit döneminde Osmanlı yönetiminin ve ailesinin resmi olarak konakladığı yer Dolmabahçe Sarayı olsa da Abdülhamit, Yıldız Sarayı’nda ikamet etmekteydi. Bunun sebebi ise Sultan Abdülaziz’e Dolmabahçe Sarayı’nda denizden darbe yapılarak tahttan indirilmesi sonrasında öldürülmesidir. Bu durum Sultan II. Abdülhamit’te korkuya yol açtığı için gözlerden uzak olan Yıldız Sarayında konaklamasına neden olmuştur.
Yıldız Sarayı, 1880 yılında Balyan ailesi tarafından tasarlanıp inşa edilir. Diğer Istanbul saraylarına göre oldukça mütevazidir. Alman İmparatoru II. Wilhelm’in İstanbul’a gelişinden önce İtalyan Mimar D’Aronco’ya yeni bir bölüm yaptırılır. II. Wilhelm İstanbul’a geldiğinde Yıldız Sarayı’nın yeni yaptırılan bölümlerinde ağırlanır.
Osmanlı Devletinin en buhranlı dönemine tanıklık eden Yıldız Sarayı, pek sade ve küçüktür. Sarayın en dikkat çeken bölümü Muayede Salonudur. Merasimlerin ve elçilerin kabul edildiği bu salon, Sultan Abdülhamid’in özel olarak yaptırdığı Hereke halısıyla döşenmiştir.
Yıldız Sarayı geçirdiği restorasyon sonucunda ziyarete kapanmıştır.
Çırağan Sarayı
Sultan Abdülmecid zamanında inşa edilen bir diğer önemli yapı Çırağan Sarayıdır. Ermeni asıllı Balyan ailesi tarafından tasarlanan ve inşa edilen Çırağan Sarayı, neoklasik ve barok üslubu hakimdir. Osmanlı’nın son dönemlerde lükse olan düşkünlüğünün bir neticesi olarak yaptırılan saray, zarif detaylarla süslenerek İstanbul Boğazına bir imza gibi kondurulur.
Günümüzde otel ve lüks restoranlara ev sahipliği yapan Çırağan Sarayı ziyarete kapalıdır. Ancak otelde konaklayan Çırağan Sarayı misafirleri gezme şansını yakalayabilirler.
Tekfur Sarayı
Istanbul’da gezebileceğiniz saraylar arasında, günümüze kadar ulaşmış en eski saray Tekfur Sarayı’dır. Doğu Roma İmparatorluğunun en güçlü olduğu dönemlerde şehrin kısmen dışında inşa edilen Tekfur Sarayı, 11. yüzyılda inşa edilir. Dönemin yazarları, Tekfur Sarayı’nın duvar süslemelerini, sütunlarını ve gümüş bezemelerini öve öve bitiremezler. Ancak bu zenginlik 1204 yılında İstanbul’a yapılan 4. Haçlı Seferi yağmaları nedeniyle günümüze kadar ulaşamaz
Tarihi yarımada uç sınırlarında yer alan Tekfur Sarayı, 1204 yılında gerçekleşen Latin istilasında tamamen tahrip edilerek neredeyse yok edilir. Doğu Roma 1261 yılında İstanbul’u Latinlerin elinden yeniden aldığında Tekfur Sarayını restore ederek yeniden kullanır. Ancak Tekfur Sarayı hiçbir zaman eski ihtişamına kavuşmaz
Tekfur Sarayı, 1400 yıllık geçmişiyle günümüzde müze olarak hizmet verir. Eğer etkinlik tarihlere dikkat ederseniz sarayı gezdikten sonra avlusunda klasik müzik konseri dinleme şansını yakalayabilirsiniz.
Tekfur Sarayı Giriş Ücreti
Pazartesi günleri hariç haftanın her günü açık olan Tekfur Sarayı giriş ücreti, tam bilet 10 TL, öğrenci bileti de 5 TL’dir.
Istanbul Sarayları yazımızı burada sonlandırıyoruz. Bir sonraki İstanbul yazımızda da belki biraz Doğu Roma biraz da Osmanlı izlerinin peşine düşmeye devam ederiz. Keyifli keşifleer.