Porto ve Coimbra’ dan sonra , Lizbon’un da olağanüstü repütasyonu, şehre övgüler ve hayaller doğrultusunda , beklentilerimiz yüksek bir şekilde yola koyulduk. Lizbon’ a giderken, pastel de natası, seramik kaplı, karolu evleri, müthiş ambiyansı ,Sintra’ sı ve Cascais’ i, tramvayları ile orijinal, samimi ve sanatsal bir şehir bekliyordum. (Lizbon gezi rehberinde ilerleyen bölümlerde anlatacağım -Lizbon’da gezilecek yerlerden ziyade hayaller ve gerçekler seviyesine bakarsanız, %50 -%50 karşıladı diyebilirim)
Lizbon Gezi Notları İçindekiler
- Lizbon Ulaşım
Lizbon’ da tramvay ve otobüs - Lizbon’da Gezilecek Yerler ve Lizbon’da Neler Yapılır?
Kentin ana meydanları, sokakları, gidilmesi görülmesi gereken yerler, Baixa, Bairro Alto ve Belem, tabii bir de Fado - Lizbon’da Ne Yenir
O sıcacık kremalı pastel de natalardan 100 lerce yiyeceksiniz. Bunun yanında deniz ürünleri ve beklediğiniz tavsiyeler. - Araba Kiralama
Lizbon’ da araba kiralarken nelere dikkat etmeli, nereden kiralamalı? - Sintra Gezisi
Lizbon’ dan günü birlik gezilerle Sintra’ ya gidebilir özellikle Palaçio Pena’ yı ziyaret edebilirsiniz. - Cascais Gezisi
Lizbon a gidip güneşlenmeden, okyanusa girmeden dönmeyin bu yüzden Cascais’ e bir gününüzü ayırın.
Lizbon’ a Nasıl Gidilir? Ulaşım Mevzusu
Lizbon’a Türkiye’den direkt uçuş var. Yazın fiyatlar biraz pahalı olsa da, 2-3 ay öncesinden uygun fiyatlı biletler bulabilirsiniz. Ancak biz, öncelikle Porto ve Coimbra’ yı gezmek sonra trenle Lizbon’ a geçmek istedik. ( Porto ve Coimbra gezimize buradan↵ ulaşabilirsiniz) Portekiz’ in, özellikle kuzey sahasında, rahatlıkla trenle heryere ulaşabilirsiniz.
Trenden Roma-Areeiro metro durağında iniyoruz. Lizbon’da metro ağı, oldukça geniş; bunun dışında, tramvaylarla da heryere ulaşabilirsiniz. Şehir içinde metro bileti 1,40 Euro. Metro kartı alıp para yüklemeniz gerek. Bu kartada 0,50 Euro veriyorsunuz. Baixo- Chiado ve Rossio merkezi istasyonlar.
Lizbon’ da Gezilecek Yerler & Aktiviteler
Şehre vardığımızda hava 27-28 derece. Bir şehri gezmek için en iyi ortalama sıcaklık. Yazının başında belirttiğim hayaller kurma aşamasında, şehrin turistik olduğunu, çok kalabalık olduğunu , turist tuzaklarıyla dolu olduğunu, birçok aktivitenin abartılıp süslenip püslenip sunulduğunu belirtelim. Ancak diğer taraftan, seramik kaplı evleri, güzel yolları-sokaklarıyla mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir şehir.
Şehre 4 gün ayırdığım için suratım asılır gibi. Ancak Sintra ve Cascais gezisine birer gün ayırdığımızı düşünürsek durum hala umut verici. Neden henüz anlatmadan şehri gömdüğümü anlatayım 🙂 Lizbon’da gezilecek yerler– yapılacak aktiviteler:
1.Rossio Meydanı (Pedro IV Meydanı)
Pedro IV Meydanı, Orta Çağ’ dan beri Lizbon’ un ana meydanlarından biridir.Gösterilere, mitinglere, kutlamalara ve boğa güreşlerine sahne olmuştur. Meydanda 27 metre uzunluğunda 4. Pedro ‘ nun heykeli bulunur. Bu meydanda turlamanızı, en azından eski dükkanlara, lokantalara göz atmanızı öneririm. Aynı zamanda meydanda, gösterişli Ulusal Tiyatro binası ve Rossio tren garı bulunuyor.
2. Baixa – Rua Agusta
Şehrin merkezidir. Kentte sosyal aktiviteler, alış-veriş, yeme içme falan filan işleri burada dönüyor. Burada, Rua Agusta Sokağı’nda(istiklal caddesi gibi) delicesine bir kalabalıkla gezebilirsiniz. Sokak, Commercia Meydanı zafer takına çıkar. Baixa ve Bairro Alto ‘ yu birbirine bağlayan Santa Justa asansörünü(elevador de Santa Justa) kullanabilirsiniz. (Çok sıra oluyor)
3. Barrio Alto
Yukarı mahalle anlamına gelen Bairro Alto gece hayatıyla, küçük barları ve lokantalarıyla meşhur. Gece yemekten sonra hemen gelebilir ve “bar hoping” yapabilirsiniz. Bairro Alto’ da muhtemelen sık sık yanınıza yanaşıp, “haşhaş , kokain” gibi önerilerle karşılaşacaksınız. Alternatif müzikler çalan, güzel barlar bulabileceğiniz gibi, fado dinleyebileceğiniz restoranlar da bulmanız olasıdır. İstanbul’da Karaköy’ ü andırır. Lizbon’da gezilecek yerlerin başında gelir belkide.
4. Ginanha’ da Vişne Likörü
Çok küçük bir dükkan. Küçük plastik bardaklarda vişne likörü içiyorsunuz. Oldukça sert ve şekerli bu içkiden en fzla iki shot içmenizi tavsiye ederim. Nitekim fazlası kafa yapmakta. Rossio Meydanı’nda bulabilirsiniz. Bir bardak 1,80 Euro. Alın ve ayakta iki tek atın.
5. Belem
Belem, Lizbon’ un güneybatı bölgesinde yer alıyor. Şehir merkezinden 15 numaralı tramvayla varabilirsiniz aynı zamanda otobüs de kalkıyor. Banliyö treniyle de ulaşabilirsiniz. Yolculuk, yaklaşık 15-20 dakika sürüyor. Belem’ de popüler olarak ziyaret edebileceğiniz 3 destinasyon var. Bunlar; Belem pastanesi, Jeronimos Manastırı ve Belem Kulesi. Aşağıda müthiş lezzetteki pastel de natalardan sonra anlatacağım.
Belem Pastanesi
Lizbon gezi rehberindeki en önemli maddelerden biri. Belem’ e gitmenizdeki en büyük amaç Belem Pastanesi. Henüz toplu taşımadan inmeden pastanenin önündeki kuyruğu görebilirsiniz. Müthiş bir kuyruk. Ancak sizi yanıltmasın. Bu sıra genelde, paket servis için bekleyenlerin kuyruğu. Yani az ilerleyip sol taraftaki ( starbucks’ a yakın ) sıradan ilerlerseniz bekleyeceğiniz muhtemel masa sayısı 5-6.
Jeronimos Manastırı
1501 yılında inşasına başlanan (Bu tarihte Vasco de Gama Hindistan seferinden dönmüş ve onun anısına başlamış) ve yapımı tam 70 yıl süren Jeronimos Manastırı, 1983 ‘ te Unesco Dünya Mirasları Listesi‘ ne girmiş. Yapımı her yıl 70 kg altına mal olmuş, ve baharat ticaretinden finanse edilmiş. Gotik mimarinin güzel bir örneği olan manastırın bahçesi oldukça huzur verici. Aynı zamanda Portekiz kral ve kraliçelerinin ve Vasco de Gama ‘ nın mezarlığı da Jeronimos Manastırı’nda bulunmakta. . Manastıra giriş 10 Euro. Yanılmıyorsam pazartesileri kapalı.
Torre de Belem
Belem kulesi 1514-1520 yılları arasında Tejo Nehri‘nin kıyısına inşa edilmiş. Tıpı Jeronimos Manastırı gibi, 1983′ te Unesco Dünya Mirası Listesi’ ne alınmış. Kenti savunmak için inşa edilen kule daha sonra deniz feneri olarak kullanılmış. Kuleye giriş 6 Euro. Bana zorlama bir turistik aktivite gibi geldi. Ancak sabrınız varsa sırada bekleyip kulenin terasına çıkabilirsiniz. (turistler pek de severiz bi yerlere çıkmayı)
6. Sao Jorge Kalesi – 28 numaralı Tramvay ve Alfama
Lizbon’da gezilecek yerlerin başında geliyor. Lizbon’ u neredeyse kuşbakışı – 360 derece görmenizi sağlayan, Sao Jorge Kalesi’ne (Castelo de São Jorge) doğru yol alırken, büyük depremden neredeyse hiç etkilenmeyen eski bir Arap yerleşimi Alfama’ dan geçeceksiniz. Dar sokaklar, çamaşır asan ihtiyar kadınlar, renkli ve dar sokaklar, sokaklarına fado yayılan restoranlar, yeni nesil kafe, barlar ile oryantal ve otantik bir havası var mahallenin. Biraz Balat havası seziyorsunuz.
1109-1185 yılları arasında inşa edilen Sao Jorge Kalesi, 1938′ de restore edilmiş. Kaleye giriş ücretli. Öğrenci bileti: 5 Euro. Yetişkin bileti: 8,5 Euro. Lisboa kartınız varsa %20 indirimli. Aynı zamanda kalenin içinde küçük bir müze var. İsterseniz ziyaret edebilirsiniz. ( biz girmedik – buradan daha detaylı bilgi edinebilirsiniz)
Kaleye, 28 numaralı tramvayla veya 37 numaralı otobüsle veya taksiyle ulaşabilirsiniz. ( 28 numaralı tramvay, Lizbon şehrinde yapmanız gerekenler listesinde olsun, en azından bu tarihi tramvayla şehri gezebilirsiniz) Yaz sezonunda aksam 9′ a kadar açık, yani gün batımında nefis bir manzara eşliğinde şarabınızı yudumlayabilirsiniz. (kaleye giderken sırt çantanıza yiyecek, içecek ıvır zıvır doldurun derim)
7. Ocenearium
The Oceanário de Lisboa ‘ da diyebiliriz. Yani bildiğimiz dilde 🙂 Lizbon Akvaryumu. Öyle akvaryum deyip geçmemek lazım. Valensiya’ dan sonra Avrupa’ nın en büyük ikinci akvaryumu olan Ocenearium 8 milyon deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Sabah 10′ dan akşam 20.00′ a kadar açık. Öğrenci bileti 9 Euro, yetişkin bileti ise 14 Euro.
8. Fado
Fado, klasik gitar ve 12 telli gitar(Portekiz’e özgü bir gitar türü) eşliğinde bir kadın sanatçı (bu kişiye fadist denilir) tarafından söylenen Portekiz halk müziği türüdür. Kelime karşılığı “kader”dir. Oldukça hüzünlü olan Fado‘nun temelini sefere gidip de geri dönmeyen denizcilerin ardından yakılan ağıtlar oluşturur.
Lizbon’da oldukça fazla fado evi bulunmasına rağmen bunların birçoğu turistlere yönelik açılmış olup aradığınız tadı vermezler. Dolayısıyla genel olarak eski ve yöre halkı tarafından önerilen fado evlerini tercih etmek önemlidir. Örneğin şehrin en eski fado evi Parreinha de Alfama‘dır ve burada iyi bir fado deneyimi kaçınılmazdır. Ayrıca Senhor Vinho ve Mesa De Frades de tercih edebileceğiniz diğer iyi seçenekler arasındadır.
Fado dinlemenin belirli kuralları vardır. Performans esnasında (tüm performans sanatları gibi) yüksek sesle konuşmak (gürültü yapmak), birşeyler yiyip içmek yasaktır.
Lizbon’ da Ne Yenir?
Lizbon’ da bol bol taze pastel de nata yenir. Gitmeden diyete girin çünkü bir seferde 4-5 tane yiyeceksiniz. Bacalhau diye bi’ yiyecek var. İçinde sardalya olan pişi gibi düşünün. Bana pek hitap etmedi ( abartı , zorlama bir geleneksel yemek diye düşünüyorum ) Tabii ki deniz ürünlerini es geçmeyin. Bunun yanında parklarda, meydanlarda, yemeklerde sangria için.
Lizbon’ da pahalı olmayan ve iyi yemek yapan biryer bulma olasılığını düşük. Biz, ilk gece, önceki Lizbon gezimizden aklımızda kalan Vintage Gourmet’ de yedik. Portekiz’ de yediğim en iyi 5 yemek listesine girebilir. Patatesli ahtapot ızgara, cod fish, salata ve 1 litre sangria 3 kişi 45 Euro ödedik ve tıka-basa yedik.
2. gece, öneriler üzerine, Cervejairra de Bairro ‘ ya gittik. Ahtapot, karides- somon kebap, salata yedik( tabii ki sangria eşliğinde) Yemekler oldukça lezzetsiz ve küçük porsiyonluydu. Garsonlar da pek bir ilgisizdi. Yine 45 Euro ödedik. Bence gitmeyin.
Yukarıda gördüğünüz fotoğraftaki yemek ise Portekiz’ de yediğim en kötü yemekti. Buz gibi, donmuş, lezzetsiz balık ve kalamar. Lizbon turist tuzaklarıyla dolu derken bunlardan da söz ediyorum. Gideceğiniz yerden emin olun. Hazır böyle demişken, Flea Market var. Burayı Lizbon’da gezilecek yerler listesine ekleyebiliriz. Burada dünya mutfağından çeşitli yiyecekler bulabilirsiniz. (italyan-uzak doğu- orta doğu- akdeniz mutfakları)Biz iki kere gittik ancak genelde kalabalık, oturacak yer bulmak zor ve yiyecekler pek ucuz değil. Yine de gidip görmeniz, atıştırmalık almanızı öneririm.
Biliyorum; eğer Anthony Bourdain veya yerli versiyonu Ayhan Sicimoğlu izlediyseniz ve Lizbon’da gezilecek yerleri araştırdıysanız, hepiniz Cervejaria Ramiro‘ ya gitmek için can atıyorsunuz:) Jumbo karidesler, yengeçler, midye ve ıstakoz hayali kuruyorsunuz. Bence de gidilmesi gerken yerler arasında. Zaten lokantada bolca türk göreceksiniz. Biftek sandviç denemeyi unutmayın.
Lizbon’ da Araba Kiralama
Portekiz yazısında da kısaca bahsetmiştim. Lizbon’ a gitmeden 2 hafta önce günlük 25-30 Euro olan otomatik vites araçlar, tembelliğim ve umursamazlığım üzerine kiralamadan 1 gün önce günlüğü 70-80 eurolara ulaşmış. Yani eğer planınız belliyse en azından 1 hafta önce araç kiralamanızı öneririm.
Bunun dışında, düz vites araçları, her zaman 20-25 euro civarı hatta çok daha altına bulabilirsiniz. Genelde en düşük segment araçlar fiat 500, mini cooper, clio gibi araçlar. Yani ucuz olur diye kötü olur gibi düşünmeyin.
Biz aracımızı Lizbon havaalanından ve Guerin şirketinden kiraladık. Ancak önceden rezervasyon yapmanıza rağmen 40-45 dakika sıranın size gelmesini bekliyorsunuz. Bunun dışında, yok paralı yol makinesine para ver, yok detaylı sigortaya para ver, yok ekstra kilometreye para ver derken, günlük 30 euro olan kira ücreti 55 euroya çıktı.
Küçük hasar sigortasını da iyi ki yapmışız dedik. Bir sonraki yazımda bahsedeceğim; bir motosikletli ayı gibi bir hızla bizim arabamıza arkadan çarptı falan fişman.
Yani siz siz olun aracınızı erken kiralayın, iyi bir şirketten kiralayın ve en küçük hasar sigortasına kadar yaptırın. Mutlaka ücretli yollar için otomatik sistemden alın ( arabayı teslim ettiğinizde kredi kartınızdan çekecekler)
Sintra Gezisi
Genelde Lizbon’ dan günübirlik geziyle Sintra’ya gelinir. Sintra, ismini kendisini çevreleyen dağlardan almıştır. Masalsı ve şirin laflarına pek kanmayın. Libon’ dan Sintra’ ya ulaşım tam bir kabus. Önce Roma- Areeiro durağından 5 Euro ya tren bileti alıyorsunuz. 40 dakikada Sintra’ya geliyorsunuz.
Sintra’ ya ulaştığınızda, Palaçio Pena’ ya çıkmak için otobüs bekliyorsunuz.(434 numaralı otobüs) Bu bekleme çok uzun sürüyor. Ve bekleme sonunda iğrenç kavisli bir yolla, kötü şöförlerle ve 5 euroluk bir ücretle (gidiş-dönüş) karşılaşıyorsunuz. Yürüyerek çıkmayın, yol çok uzun ve yokuşlu.
Tepeye çıkıyorsunuz eziyet bitmiyor. Tekrar yürümeniz ve yokuş çıkmanız gerek. (tekrar servise binmek isterseniz bir 3 euro daha ittiriyorlar) Saraya vardığınızda kesinlikle “wow” olmuyorsunuz. Renkli, oyuncak gibi bir saray. Dışarıdan görmek bence yeterli. Eğer içeriye girmek isterseniz ( biz maalesef yaptık ve hemen terkettik) 14 Euro verip , uzun bir kuyruğa takılıp, salak salak oda geziyorsunuz. Porselen setlere bakıyorsunuz. “Hmm şu bardağa da bak, hele hele tabak, çanağı gördün, ne kadar hoş değil mi?”
Sintra kesinlikle over-rated ( kızmayın ama bence turist tuzağı) ve o kadar emeğe – paraya değmez. Eğer kısıtlı zamanınız varsa gitmeyin. Heryerde sıra var sürekli ayaktasınız, oturucak yer az, herşey pahalı, tuvaletler pis ve kalabalık … 1 hafta veya daha uzun kalacaksanız gidebilirsiniz – o da belki. Ancak ben trekking seviyorum bağ bahçe gezerim yorulmam derseniz de gidebilirsiniz.
Cascais Gezisi
Cascais’ e (kaşkayş diye okunuyor) Sintra gezisinden sonra otobüsle gidebilir veya ayrı bir gün Lizbon’ dan trene atlayıp gidebilirsiniz. Biz ikisini de yaptık. Öncelikle şunu belirteyim; Cascais Lizbon gezimde en memnun kaldığım, en eğlendiğim ve mutlu olduğum yer. ( Lizbon’ da gezilecek yerler listesinde en üst sıralarda)
Plajları, sokakları, festivalleri, insanlarıyla yaz kenti havasında. Bir Türk klasiği olarak benzetme geliyor: Alaçatı, Foça karışımı gibi; hatta biraz da Nice ekleyin. Plajları kalabalık o yüzden ya çok erken ya da saat öğlen 3-4 ten sonra gitmenizi önerebilirim. Okyanus, malum soğuk ve biraz bulanık.( ve çok temiz değil) Ancak biranızı alın ve sahilde sereserpe yatın, güneş batana kadar.
Şehrin meydanındaki plajı tercih etmeyin, çok kalabalık ve ipsiz-sapsız uğrak yeri. Önemli uyarı; yeni gelin gibi okyanusun dibine veya yakınına konumlanmamak lazım, okyanusun gel-giti , sizi en geç saat 16.00 gibi içine alabilir. O yüzden okyanusun uzaklarında bir yer bakın.
Cascais ‘e deniz festivali zamanı (21-30 Ağustos) gittiğimiz için, her yer yemek standı doluydu. Yemekler lezzetliydi . Ancak özel bir öneri olarak, Jardim dos Frangos’ ta piri piri yani kızarmış tavuk yiyin. Başlangıç olarak kesinlikle peynir tabağından alın. Kentteki kebapçıya kesinlikle gitmeyin- çok kötü. ( zaten niye gidesiniz 🙂 Bunun dışında yazın sahile kurulan klubelerden churros alabilirsiniz.
Akşamları da festival zamanı oldukça hareketli olan Cascais’ de plajda takılıp biranızı için, müziğinizi dinleyin , hatta konserlere katılın. Ancak kendinizi çok kaptırmayın, Lizbon’ a son tren saatini kaçırmayın.
Portekiz Gezi Rehberi
Porto ve Coimbra Gezisi
Alentejo ve Algarve Gezisi
Lizbon gezimizde hiç müze gezemedik 🙁 siz Chiado Müzesi’ ne, Gülbenkian Müzesi’ ne dekoratif sanatlar müzesine ve fado müzesine uğrayabilirsiniz.
Lizbon gezilecek yerler rehberinde , nerelere gidilmeli, nerede ne yenilmeli konularına , araba kiralama ve ulaşım mevzularına göz attık. Bunun yanında Lizbon’dan günü birlik turlarla Sintra ve Cascais gezilerine değindim. Lizbon, belki sonbahar ve ilkbaharda- turistik olmayan bir sezonda çok daha doyurucu ve mutluluk veren bir şehirdir. Ancak yazın ortasında, yüksek sıcaklardan dolayı gitmenizi çok tavsiye etmiyorum. Onun yerine Porto‘ yu tercih edebilirsiniz. Yine de Lizbon gezisi tercih ederseniz Cascais’ e bir gününüzü ayırmayı unutmayın.
Can Marangoz
Can bey öncelikle güze l paylaşımınız icin teşekkürler . Fakat bi noktada yorumlarınızı eleştirmek isterim . Sintra ya ulaşım bahsettiğiniz kadar zor ve pahalı değil . Merkezden trenle çok kolay ulaşabilirsiniz . Saraya girmedim ben de fakat kaleyi gezdim bu da bana yetti . 434 otobüsünü nerdeyse hiç beklemedim kaleye çıkarken . Çok sık gidiş gelişler . Ayrıca Sintra sokakları çok şirin . Mutlaka görülmesi gerekli diye düşünüyorum . Yapı olarak Erzincan’ın kemaliye ilçesine çok benziyor . Sevgiler
Merhaba ,
Çok teşekkürler yorumunuz ve eleştiriniz için. Kesinlikle, seyahat kişisel bir deneyim. Belki de benim gittiğim zamana denk gelmiştir. Otobüsü o sıcakta çok bekledik ve bu biraz can sıkıcıydı. Sintra sokakları konusunda da size katılıyorum. Bol gezmeler.
Sayın Can Marangoz,
Yakın zamanda yapmış olduğunuz Portekiz seyahatinizi ilgi ile okudum.Çok beğendim ve çok faydalı buldum. Şubat ayı içinde Lizbon gidiş dönüşlü promosyon bileti satın aldım. Eşimle yapacağım bu seyahati, sizin anlattığınız şekilde yapmayı düşünmeye başladık. Ancak yaş durumumuz bu denli bir yorgunluğa tahammül edemeyeceğini düşünüyorum. Lizbon da bu güzergahları, konaklamalı olarak içine alan tur şirketleri olması kuvvetle muhtemeldir. Bu kültür turu tertipleyen şirketler hakkında bilgi sahibi iseniz beni aydınlatabilirmisiniz? Şimdiden teşekkür ediyorum.
Merhabalar 🙂
Çok teşekkürler güzel düşünceniz için. Bence yaş durumunuz gayet yeterli olur. Lizbon turları bulabilirsiniz ancak Lizbon’un güneyine ( Alentejo Bölgesi) giden bir tur var mı emin değilim. Bir maljmat sahibi olusam sizinle paylaşırım. Sevgiler
merhaba Sayın Can,
yazınız için teşekkürler. küçük bir düzeltme: Bacalhau, bahsettiğiniz yiyeceğin ismi değil, Portekizliler’in en çok yediği şeylerden biri olan morina balığının (cod fish) Portekizcesi’dir. Brezilya’da da bayılıyorlar. 365 değişik tarif olduğu söylenir Bacalhau ile. Aslında “cod fish” yiyip sevmişsiniz sanırım. diğer sevmediğiniz ise Patanisca olabilir mi? geleneksel olarak bacalhau ile yapılırmış ama sanırım sardalya ile de yapan var.
Merhabaa,
Ben çok teşekkür ederim yorumunuz çok güzel. Aslında bahsettiğim yiyecek pastel de bacalhau yani doğru yazdığımı düşünüyorum 🙂 isterseniz “cod fish cake diye de aratabilirsiniz. Patanisca yı bilmiyordum şimdi inceledim bir dahakine deneyeceğim 🙂
tabii ya, pastel! ben de gidince ikisini de teftiş edeceğim..