Meis minicik bir ada ama insanda uzun uzun anlatma isteği uyandırıyor. Kaş’ın hemen karşısında, “yüzsen yüzülür” diyebileceğiniz kadar yakın görünen, gündüzü ayrı gecesi ayrı güzel, biblo gibi rengarenk Yunan Adası Meis kesinlikle bir Meis Gezi Rehberini hak ediyor bence; hem ben anılarımı kayıt altına alayım hem de daha fazla insanın gezi planlarında yer bulsun diye.
Kısa Kısa Meis
- Meis’e Kaş’tan herhangi bir feribot firmasıyla 25 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Ücretler dönüş yapacağınız güne göre 35-40 Euro arasında değişiyor. (2024 Haziran fiyatları)
- Meis seyahati için Shengen vizesi, kapı vizesi ya da yeşil pasaport sahibi olmanız gerekiyor. Kapı vizesi uygulaması ile ilgili detayları paylaştığımız yazımız Yunan Adaları planı yapanlar için faydalı olabilir.
- Meis’in küçük bir ada olması sebebiyle genellikle burayla ilgili planlar günübirlik yapılıyor. Ama rahatlıkla söyleyebilirim ki burası bir günde doyulamayacak güzellikte. Denizi, birkaç farklı akşamda deneyebileceğiniz tavernaları ve fotoğraflık köşeleriyle günlerin nasıl geçtiğini anlamayıp kısa sürede herkesle selamlaşan fahri adalı olabilirsiniz.
- Biz Meis diyoruz ancak resmi kayıtlarda Yunanca Kastellorizo ya da Megisti olarak karşınıza çıkabilir. Ada, yönetim olarak Rodos’a bağlı.
- Meis tarihi boyunca Roma, Mısır, Osmanlı, İngiliz ve İtalyan olmak üzere birçok farklı kültürün egemenliğinde kalmış. Gezerken İtalyan mimarisi ve İtalya sahilleri havası koklayacağınız birçok yer çıkacak karşınıza. Bir de Osmanlı’dan kalan ufak bir camii var tam burunda. Adanın silüetinin önemli detaylarından biri.
- Buraya gelmeden önce Mediterraneo filmini izlemenizi özellikle tavsiye ederim. Meis’e savaş zamanı gelmiş ama adanın güzelliğinden savaşı unutmuş İtalyan askerlerinin hikayesini anlatıyor. Tam buranın ruhunu yakalayacağınız bir film. Hatta en iyi yabancı film Oscarı da aldı. Hele müzikleri ayrı bir güzel; aşağıya da ekledim.
- Konaklama için Megisti Hotel ve Mediterraneo Hotel’e bakabilirsiniz. Ama AirBnb seçeneklerine de mutlaka göz atın derim çünkü denizin hemen dibinde, muhteşem manzaralı ev seçenekleri de var. 2 aile seyahat edeceklere benim önerim Nima Seahouse. Bu arada Mediterraneo Hotel’de konaklamasanız bile rengarenk kemerli girişini görmek için önünden mutlaka geçin.
Meis’te Yeme-İçme
Kartpostal güzelliğindeki rengarenk adanın tüm yeme-içme mekanları “U” şeklindeki sahil hattına dizilmiş desem pek de yanlış olmaz. Yan yana sıralı tavernaların, cafelerin arasından gözünüze, gözlünüze en güzel geleni seçebilirsiniz. Elbette ben de deneyip beğendiklerimi kısaca yazacağım.
- Meis’te sadece bir mekan denemeye vaktim var, neresi olsun diye sorarsanız hiç düşünmeden Ta Platania derim. Adanın sahilinden içeri doğru yürümeye başlayıp hafif bir tırmanışla ulaşabileceğiniz ağaçlarla çevrili bir meydanda bulunuyor. Kareli örtüler serilmiş ağaç altı masalardan birisine yerleşip o gün menüde neler varsa sipariş veriyorsunuz, yanına da mis gibi bir reçine şarabı. Tam bir aile restoranı. Yediğimiz her şey şahaneydi. Adada uzun süreli konaklamalarda tekrar tekrar bile gelinir.
- Sahilde kalmak isteyenlere de önerilerim var elbet. Birisi Little Paris. İşletmecileri çok tatlı; biraz Türkçe, az İngilizce, çokça gülücük ile anlaşabiliyorsunuz. Sırf dolması için bile gelinir buraya. Mezeleri de çok lezzetliydi. Konum olarak da sahil hattının sonuna doğru, rengarenk evlerin güzelliğini izleyebileceğiniz bir noktada. Önünde de elbette bir Meis klasiği, kocaman kaplumbağalar yüzüyor.
- Yine sahilde bir başka seçeneğiniz To Paragadi. Mezeler ortalama lezzette ama adada olma hali, mis gibi deniz kokusu, hemen önünüzde hafif hafif sallanarak akşamınıza eşlik eden rengarenk sandallar sayesinde zaten yediğiniz her şey lezzetli gelecek.
- Kahve, tatlı, şarap ya da atıştırmalık bir şeyler isterseniz yine sahilde bulunan Remezzo’yu tavsiye ederim. Genelde kafenin önünde otururken denk gelebileceğiniz tatlı-sert bir teyze var ki kesinlikle hem mekanın hem de adanın simgelerinden.
- Sahilden birkaç sokak içeri doğru yürürseniz adanın tek fırını Bakery Kastellorizo ile karşılaşacaksınız. Tatlı-tuzlu bir sürü seçenek var burada. Özellikle elmalı keki ve çikolatalı pastası diyet bozduracak güzellikteydi. Her gün 15:00’e kadar açık, aklınızda olsun.
- Sabah kahvesi ya da kahvaltı için Stratos Cafe ve Meltemi’yi listenize ekleyebilirsiniz. Çeşit çeşit yumurta ve tost seçenekleriyle ikisi de kahvaltı için tam bir kurtarıcı.
- Sahilden yürürken mutlaka göreceğiniz, kendini hafifçe gizlemiş kemerli yapı eski et ve balık pazarı alanı. Buranın iç kısmında da Deli Mediterraneo var. Her türlü şarküteri ürünü ve şarap için değerlendirebilirsiniz.
Meis’te Gezilecek Yerler
Meis rehberimin bu kısmına kolaylıkla “her sokağa girin” yazabilirim. Sahili bir baştan bir başa, günün farklı zaman dilimlerinde yürümelisiniz mesela. Çünkü her biri ayrı bir hediye paketi görünümünde olan rengarenk evler her açıdan, her ışıkta ayrı güzel. Önlerinde bu manzaraya eşlik eden sandallar ya da adaya yanaşan gemiler de manzarayı sürekli değiştirip güzelleştiriyor.
Feribotla adaya yaklaşırken sahilin uç kısmında şapele benzeyen beyaz bir yapı dikkatinizi çekebilir. Heykeltraş Alexandros Zygouris’in atölyesi burası. Neredeyse 40 yıldır adada yaşayan sanatçının eserleri atölyesi ile sınırlı değil, adanın pek çok noktasında karşınıza çıkabilir. Zaten atölyenin yolu da birbirinden güzel heykellerle dolu. Biraz zorlu bir yol ancak kesinlikle yürümeye değer. Sanatçı her zaman atölyesinde olmuyor ama eğer denk gelirseniz belki sizi içeri davet edebilir. Hemen kapının önüne vuran dalgalar, zemine kazınmış işaretler, resimler, heykeller ve sanatçının günlük yaşamına dair eşyalarla dolu bu alan kesinlikle adanın en özel noktalarından.
Bir diğer Meis rehberi olmazsa olmazı ise Mavi Mağara gezisi. Kıyıda göreceğiniz herhangi bir tekne sahibi ile anlaşabilirsiniz. Fiyatları aşağı yukarı aynı, kişi başı 15 Euro. Mağarayı sabah erken saatlerde ziyaret etmekte fayda var çünkü sonrasında sular yükseliyor ve mağaraya giriş olanaksız hale geliyor. Ufak teknelerle sahilden yaklaşık 15 dakika sürüyor mağaraya gidiş. Işığın oyunu, mağaranın sarkıtları ve billur suyla beraber gerçekten masmavi bir doğal taşın içinde gibi hissediyorsunuz. Üstelik burada yüzmek için zamanınız da oluyor. Suyun içinde o mavi dünyanın bir parçası olmak muhteşem bir deneyim. Eğer zamanınız izin verirse mutlaka yapın.
Mavi Mağara’yı gördükten sonra isterseniz aynı tekne ile kıyıya dönebilirsiniz isterseniz de Saint George Beach’e devam edebilirsiniz. Mağaradan 5-6 dakika mesafede, mini mini bir ada üzerinde yer alan nefis bir plaj burası. Yanında ufak kilisesi, çok güzel manzaralı bir yeme-içme alanı, rahat şezlongları ve ayrılmak istemeyeceğiniz güzellikte bir denizi var. Tüm günü tuzlu saçlar, Yunan birası ve kalamar tava ile geçirmelik bir yer. Şezlong-şemsiye, 2024 tarifesiyle kişi başı 6 Euro. Kayalıklar arasından yürüyüp farklı noktalardan kendinizi bırakabileceğiniz masmavi deniz ise paha biçilemez.
Yeme-içme kısmında bahsettiğim Ta Platania’ya gidecek olursanız hemen yanındaki Saint George Kilisesi ve Holy Metropolitan Kilisesi’ni görebilirsiniz. Saint George geçirdiği restorasyon sonrası biraz fazla “yeni” hale gelmiş ama Holy Metropolitan hala eski ve güzel detaylarını koruyor.
Mavi Mağara ya da Saint George Plajı için vaktiniz yoksa denize girmek için Faros Cafe Bar’ı önerebilirim. Koyun bir ucunda, feribotla yaklaşırken mutlaka göreceğiniz sarı bir binası var. Yanında da Osmanlı’dan kalma, şimdi müze olarak ziyaret edilebilen camii var. Faros’ta şezlong da var, oturma grubu da bar taburesi de; hangisini kullanacağınız burada geçireceğiniz zamana bağlı. Bir şeyler atıştırıp arada mis gibi denize atlayıp sonra bir içkiyle güne devam edebileceğiniz çok keyifli bir nokta. Burayı da listenize ekleyin bence.
Adada alışveriş için nereler var derseniz sahil boyunca tavernaların arasına serpiştirilmiş minik butiklerle karşılaşacaksınız. Sahilden aralara başınızı uzattığınızda da antika objeler ve tasarım ürünler satan yerler göreceksiniz. Hepsi yaklaşık aynı hat üzerinde olduğunda kaçırmanız zor ihtimal. Buraya özgü ne var derseniz marketten Ouzo ve çeşit çeşit likörlerden almanızı, sakızlı helvayı mutlaka tadıp sevdikleriniz için de birkaç paket bavula atmanızı öneririm.
Meis haricinde farklı Yunan Adaları için de planlarınız var ama kararsızsanız Midilli Gezi Rehberi ve Leros Gezi Rehberi yazılarımız size fikir verebilir.
Meis Gezi Rehberimin sonuna gelmişken en kısa zamanda bu tablo güzelliğindeki adaya yolunuzun düşmesini diliyorum. Birkaç gün ya da birkaç saat fark etmeksizin çok güzel anılar biriktireceğinize ve tekrar gelmek isteyeceğinize eminim. Havaya kalkan neşeli kadehleriniz, sofralarınızı donatan meze tabaklarınız şimdiden afiyet olsun.
